Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Yapılan araştırmalardan ve vaka analizlerinden de bildiğimiz üzere, Covid-19'un çocuklar üzerindeki doğrudan etkisi yetişkinlere kıyasla çok düşük seviyelerdedir. Ancak hastalığın dolaylı ve gizli etkileri, çocuklarda da uzun süre devam edecek sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir. Dolayısıyla ebeveynlerin daha şimdiden alacağı bazı kararlar, bu etkilerin en kötülerinden bazılarının ortadan kalkmasına olanak tanıyacaktır.

Dünyanın pek çok yerinde okullar kapalı ve aileler büyük oranda evlerine sıkışmış durumda. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pek çok eğitim kurumu uzaktan eğitim uygulamasıyla okul çağı çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Ancak çocukların akademik gelişimlerinin yanı sıra duygusal gelişimlerinin de son derece önemli olduğu eğitim felsefelerindeki birçok yaklaşımın da özellikle vurguladığı bir diğer yandır. Bu yönüyle de duygusal gelişimin arkadaşlarla vakit geçirmek, oyun oynamak, birlikte keşfederek öğrenmek gibi bazı süreçleri ne yazık ki kesintiye uğramış durumda. 

Öte yandan dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de belirsizliğe bağlı endişe ve kaygı durumu, yetişkin bireyler için olduğu kadar çocuklar için de gerçektir. Akademik süreçlerin yanı sıra duygusal süreçlerin bazılarında yaşanan bu gibi aksaklıklar, ne yazık ki adil bir biçimde de paylaşılmıyor. Maddi anlamda refah seviyesi yüksek evlerdeki çocuklar, oyuncak, oyun alanı, öğrenme fırsatları, eğitim desteği ve internetteki kaynaklara erişim noktasında bir daha fazla olanağa sahipken; refah seviyesi düşük evlerdeki çocuklar için aynı fırsatlar ne yazık ki geçerli değil. Toplumun büyük bir kesimini oluşturan bu grubun, sürecin olumsuz etkilerinden daha fazla muzdarip olması da mevcut ekonomik düzenin kaçınılmaz sonuçlarından birisi kuşkusuz. 

Koronavirüsün çocukların eğitimi, sosyal hayatı, fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerinde açık etkileri vardır ve olmaya devam edecektir. Bununla birlikte, özellikle de, çok küçük ve ergenlik çağındakiler gibi önemli gelişim aşamalarındaki çocuklar için gelişim dönemlerindeki ayların kesintiye uğraması sosyal gelişimleri üzerinde daha büyük bir etkiye sahip olacaktır.

Her ne kadar bu etkiler şimdilik gizli kalsa da, bazıları hayat boyu devam eder. Pek çok örnek bulunmakla birlikte, işte o örneklerden üç tanesi ve alınması gereken önlemler. 

İlk olarak, çok küçük çocuklar (henüz doğmuş olanlar da dahil olmak üzere) potansiyel olarak aile içerisindeki stress ve kaygıya en açık gruptur. Bu çocuklar üzerindeki etkiler hemen görülmeyebilir, ancak her iki ebeveyndeki depresyon ve anksiyetenin çocuklarda daha büyük zihinsel sağlık problemleri riski ile bağlantılı olduğunu gösteren önemli araştırmalar vardır. Elbette ki bu durum tersine döndürülemez değildir, ebeveynlerin kendi endişe ve depresyon hallerini çocuklarına yansıtmamaları en önemli adımlardan birisidir. Bu yaş grubu çocuklarının, kendilerini güvende hissetmeye ihtiyaçları vardır. Çocuklar dünyaya, kendilerini sakinleştirebilme ya da avutabilme yetisiyle gelmezler; bunu sonradan öğrenirler. Zorluklarla karşılaştıklarında bunu anlamak ve aşmak için yetişkinlere, özellikle de ebeveyn rolünü üstlenmiş kişilere gereksinim duyarlar. Bu süreçte ebeveynler, eğer alabiliyorsa profesyonel destek almalı; alamıyorsa, kendi kaygı ve stresini çocuğa yansıtmamaya özen göstermelidir.

İkinci olarak, evlere kapanılan bu süreçte aile içi şiddet vakaları artabilir. Evde şiddete maruz kalan ya da evde şiddete tanık olan çocuklar, yaşamlarının tüm aşamalarında psikolojik zorluklar açısından daha yüksek risk altındadır. Ev içi huzur ortamını sağlamak ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bir diğer önemli etkendir. Fiziksel gelişim, zihinsel gelişim açısından da çok önemlidir. Okul çağındaki çocukların sessizce oturup ders dinleyebilmeleri için aynı zamanda oyun oynamaya ve hatta yaramazlık yapmaya dahi ihtiyaçları vardır. Büyümeleri için yeterince özgür bırakılmayan çocuklar, anne babalarına akıl danışmaktan kaçınır ve rehberliklerini reddeder. Ebeveynlerine bir şey sorduklarında "Hayır" cevabı alacaklarını ve ciddi şekilde uyarılacaklarını bildiklerinden, bir şeyi yapmak istediklerinde danışmaya veya soru sormaya gerek görmezler. Ebeveynler çok katı, denetleyici ve çok sınırlayıcı olduklarında çocuklarıyla aralarındaki yakınlık ve güven duygusu kaybolur. İşin içerisine şiddet girdiğinde ise, bu bağlar onarılamayacak kadar derin hasar alır. 

Çocukların gelecekteki sağlıkları ve fırsatları açısından olumsuz etkiler bırakması muhtemel üçüncü etki ise ekonomik çöküştür. Salgın sonrası ekonomiye dair yapılan tahminler, ailelerin zorlu süreçlerle karşılaşacağını gösteriyor. Ekonomik daralma yaşayacak her ailenin, bu durumun yaratacağı olumsuz etkileri çocuklarına yansıtmama noktasında maksimum gayreti göstermesi gerekecek. Öte yadan çocuklardan her şeyi saklamaya çalışmak da etkili bir yöntem değildir. Bu noktada ölçülü davranılmalı, çocuklarla etkili bir iletişim kurulmalı, içinde bulunulan koşullar --yaş grubuna göre-- uygun bir dille anlatılmalıdır. Ebeveynler, bu sürecin geçici olduğunu, tekrar salgın öncesi koşullara geri dönüleceğini, böylesi zamanlarda aile bireylerinin bir bütün olarak özverili davranması gerektiğini anlatması; çocukların ebeveynler ile güçlü bağlar geliştirmesine olanak sunacaktır. 

Unutmayalım ki; kriz büyük bir belirsizlik ve kaygı zamanıdır, ancak aynı zamanda yeni seçeneklerin de mümkün olduğu bir zamandır. Bu süreci minimum hasarla atlatabilecek önlemleri almak tüm ebeveynlerin ortak sorumluluğudur.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir