Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
6 Temmuz 2018 tarihinde Science dergisinde yayımlanan bir araştırma, Amerika'daki ilk köpek popülasyonunun kökeni ve başlarından geçenler ile ilgili geniş bir bakış açısı ve görüş ortaya atıyor. Bu köpekler daha önce farklı görüşlerdeki zoolog ve paleoanimalogların öngördüğü gibi Kuzey Amerikalı kurtların ehlileştirilmiş versiyonları değildi. Bu araştırmaya göre, Amerika`daki ilk köpekler insanları takip ederek Kuzey Asya ile Amerika kıtasını bağlayan kıta köprüden geçerek geldi.
Mevcut araştırma, Amerika'daki antik köpek soylarının çekirdek DNA'ları ve yalnızca anneden aktarılan mitokondriyal DNA'ları ile yapılan en kapsamlı genomik çalışma olarak değerlendiriliyor. Sibiryalı ve Kuzey Amerikalı köpeklerden toplanan toplamda 71 mitokondriyal ve 7 ayrı çekirdek genomunun analizi ile araştırma ekibi bu köpeklerin ve dolayısıyla Amerika kıtasının ilk köpek yerlilerinin tarihi ile ilgili daha net bir bilgi sahibi olmayı başardı.
Araştırmadaki tüm analiz edilen genomları son 9 bin yıla aitti. Amerika`daki en eski köpek kalıntılarının yaklaşık 9.000 yıl öncesine ait olduğunu bildiğimizi de ekleyince araştırmanın verilerinin oldukça doğruya yakın olduğu anlaşılıyor. Bu tarih ise insanların Sibirya ve Alaska'yı bağlayan köprüden geçmelerinden çok sonraya denk geliyor ancak araştırmacıların bulgularına göre antik köpeklerin kökeni de Sibirya'ya dayanıyor. Buradan gelen insanlar ise insan öncüllerinin ardından tüm Amerika'ya yayılmış.
Binlerce yıl Amerika'ya yayılan ve başarılı şekilde hayatta kalan köpekler, Avrupalı'ların gelmesinin ardından kısa bir süre sonra yok oldu. Bu durum, yıkıcı bir durumun yaşandığını ve bunun bir şekilde Avrupalı kolonizasyonu ile ilgili olması gerektiğini akıllara getiriyor. Araştırmanın başyazarı Queen Mary University'den Laurent Frantz'a göre, henüz elimizde net olarak bu ani yokoluşu açıklamaya yetecek deliller bulunmuyor.
Genomik verilere ve mitokondriyal DNA verilerine bakılarak, köpeklerin insanların ardından Amerika'ya geldiklerini ve yaklaşık ne zaman yok olduklarını anlayabiliyoruz şeklinde açıklama yapan araştırmacılar, bugünün modern köpeklerinin bazılarının bu antik soyların tüm izlerini taşıdığını da belirtiyor.
Araştırma ekibi aynı zamanda incelemeler sırasında transmisibl (geçebilen,aktarılabilen veya bulaşabilen) bir kansere ait genomik izlere rastladı ve bu izlerin antik köpek soylarının yok olmadan önceki yaşayan son bireylerinde bulunmasının yokoluşları ile ilgili fikirler verdiği öne sürüldü. Tümörün ise Amerika'da veya yakınlarında ortaya çıktığı düşünülüyor.
Araştırmacılara göre, Amerika'nın önceden yerleşmiş yerli halklarının Avrupalı kolonistlerin pratiklerinden büyük zarar gördüklerini biliyoruz ve görünene göre bu yerlilerin köpekleri çok daha yıkıcı ve kötü bir tarihe bizzat yaşayarak tanıklık etmişler. Bu şekilde kültürel değişikliği ve diğer kıtadan gelen hastalıkları takiben neredeyse tamamen yok olmuşlar.
Mevcut araştırma, Amerika'daki antik köpek soylarının çekirdek DNA'ları ve yalnızca anneden aktarılan mitokondriyal DNA'ları ile yapılan en kapsamlı genomik çalışma olarak değerlendiriliyor. Sibiryalı ve Kuzey Amerikalı köpeklerden toplanan toplamda 71 mitokondriyal ve 7 ayrı çekirdek genomunun analizi ile araştırma ekibi bu köpeklerin ve dolayısıyla Amerika kıtasının ilk köpek yerlilerinin tarihi ile ilgili daha net bir bilgi sahibi olmayı başardı.
Araştırmadaki tüm analiz edilen genomları son 9 bin yıla aitti. Amerika`daki en eski köpek kalıntılarının yaklaşık 9.000 yıl öncesine ait olduğunu bildiğimizi de ekleyince araştırmanın verilerinin oldukça doğruya yakın olduğu anlaşılıyor. Bu tarih ise insanların Sibirya ve Alaska'yı bağlayan köprüden geçmelerinden çok sonraya denk geliyor ancak araştırmacıların bulgularına göre antik köpeklerin kökeni de Sibirya'ya dayanıyor. Buradan gelen insanlar ise insan öncüllerinin ardından tüm Amerika'ya yayılmış.
Binlerce yıl Amerika'ya yayılan ve başarılı şekilde hayatta kalan köpekler, Avrupalı'ların gelmesinin ardından kısa bir süre sonra yok oldu. Bu durum, yıkıcı bir durumun yaşandığını ve bunun bir şekilde Avrupalı kolonizasyonu ile ilgili olması gerektiğini akıllara getiriyor. Araştırmanın başyazarı Queen Mary University'den Laurent Frantz'a göre, henüz elimizde net olarak bu ani yokoluşu açıklamaya yetecek deliller bulunmuyor.
Genomik verilere ve mitokondriyal DNA verilerine bakılarak, köpeklerin insanların ardından Amerika'ya geldiklerini ve yaklaşık ne zaman yok olduklarını anlayabiliyoruz şeklinde açıklama yapan araştırmacılar, bugünün modern köpeklerinin bazılarının bu antik soyların tüm izlerini taşıdığını da belirtiyor.
Araştırma ekibi aynı zamanda incelemeler sırasında transmisibl (geçebilen,aktarılabilen veya bulaşabilen) bir kansere ait genomik izlere rastladı ve bu izlerin antik köpek soylarının yok olmadan önceki yaşayan son bireylerinde bulunmasının yokoluşları ile ilgili fikirler verdiği öne sürüldü. Tümörün ise Amerika'da veya yakınlarında ortaya çıktığı düşünülüyor.
Araştırmacılara göre, Amerika'nın önceden yerleşmiş yerli halklarının Avrupalı kolonistlerin pratiklerinden büyük zarar gördüklerini biliyoruz ve görünene göre bu yerlilerin köpekleri çok daha yıkıcı ve kötü bir tarihe bizzat yaşayarak tanıklık etmişler. Bu şekilde kültürel değişikliği ve diğer kıtadan gelen hastalıkları takiben neredeyse tamamen yok olmuşlar.
Kaynak ve İleri Okuma
- University of Illinois at Urbana-Champaign. First dogs in the Americas arrived from Siberia, disappeared after European contact. ScienceDaily. ScienceDaily, 5 July 2018. https://www.sciencedaily.com/releases/2018/07/180705143544.htm
- The evolutionary history of dogs in the Americas. Science, 2018; 361 (6397): 81 http://dx.doi.org/10.1126/science.aao4776
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
17 Eylül 2017
Köpekler Aynada Ne Görür?
04 Haziran 2015
Yeni Keşfedilen Keselilerin İntihar Çiftleşmesi
24 Ekim 2015
CMV Aşı Çalışmalarında Yeni Model: Makak Maymunu
16 Temmuz 2015
İnsan Eli, Şempanze Elinden Daha İlkel