Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Bilim insanları ilk kez, bugünkü Meksika topraklarında, en eski evcil hindilerin kökenlerine dair deliller elde etti. Araştırmada aynı zamanda hindilerin yalnızca etleri için değil, Maya ve Aztek toplulukların kültürleri ve belki inanışları dolayısıyla ritüellerinde yer aldığı ve hatta kurban edilmek üzere de büyük bir öneme sahip olduğu tespit edildi.

York Üniversitesi bünyesinde Meksika`da bulunan Antropoloji ve Tarih Enstitüsü, Washington State Üniversitesi ve Simon Fraser Üniversitesi’nden uluslararası bir araştırma ekibi, milattan önce 1500 ila milattan sonra 300 yılları arasında Mezoamerika'da yaşamış olan 55 ayrı hindiye ait kalıntıları inceledi. Bahsi geçen Mezoamerika olarak adlandırılan coğrafi bölge, Meksika'nın ortalarından Kosta Rika'nın kuzeyine, yani Maya ve Azteklerin (pre-Columbian societies) yaşamış olduğu alan olarak tanımlanabilir.

Kuşların antik dönemden kalma DNA kalıntılarını inceleyen araştırmacılar modern Avrupalı hindilerin Meksikalı atalarının soyundan türediklerini ortaya koydu. Araştırma ekibi  aynı zamanda, hindilerin o dönemdeki besin alışkanlıklarını öğrenmek için kemiklerindeki karbon izotopu oranlarını inceledi. Bulgulara göre, insanlar tarafından ekilen tahıl ve özellikle de mısır gibi yiyeceklerin tohumlarını silip süpüren hindiler, kuş yetiştiriciliğinin son derece yaygın ve yüksek şiddette yapıldığını gösteriyor.

Dahası, hindi yetiştiriciliğindeki gradüel artışın direkt bir korelasyonla insan nüfusundaki artış ile ilişkili olmadığı görüldü. Bu etki beklenebilirdi ancak eğer böyle bir direkt ilişki görülseydi, hindilerin insanların neredeyse tamamen besin kaynakları olarak kullanıldığı anlamına gelirdi.

Araştırmacılara göre, hindi kemikleri Mezoamerika bölgesindeki yerleşik hayat yaşayan insanların kalıntılarının atıklarının bulunduğu alanlarda nadir de olsa bulunmuşlardı. Bulunan hindilerin çok büyük bir çoğunluğu ise yenmemişti; öyle ki, bazı kemikler tapınak ve insan mezarlarında bulunmuştu. Bu da akıllara hindilerin insanlara yaşam sonrası eşlik eden arkadaşlar olarak görülmüş olabileceğini getirdi.

Koşullar böyle iken, dönemin takvimlerinde sembol olarak kullanılmış olan ve tanrısal bir nitelik de taşıyan hindiler gerçekten de sosyal kültürün ve yaşamın bir parçası haline gelmişti denilebilir. Tavşan ve geyik etinin dönemin insna popülasyonu için daha yüksek oranda yenilir et olarak görüldüğü de arkeolojik delillerle sabitlenmiştir.

Genel olarak yaygın şekilde bulundukları alanların dışında da hindi kemiklerinin bulunması ticari olarak da hindilerin kullanıldığını veya yabani kalmış olan grupların olabileceğine işaret ediyor. York Üniversitesi Arkeoloji Departmanı’ndan Dr. Camilla Speller'a göre, Dünya'nın bu kısmında yaşamış olan insanlar neredeyse 10.000 yıldır ziraat ile uğraşıyorduysa da hindiler köpekleri saymayacak olursak ilk kontrol altına alınan hayvan türüydü.

İnsan artıklarını ararken kendilerine iyi bir yaşam alanı bulmuş olan hindiler, kolaylıkla hayatta kaldı ve varlıklarını sürdürdü. Kalıntılardan bazılarının ise yaygın hindi türünün kuzeni olan parlak kuş tüylü benekli hindiler olduğu tespit edilirken, iki türün de ortak besinler ile (vahşi bitkiler ve böcekler gibi) beslendiğini ancak diğer türün evcilleştirilmeyip daha vahşi kaldığını gösteriyor.

Dr. Speller'a göre ise, son derece benzer olan iki türün aynı coğrafyada yaşamasına rağmen neden farklı muameleye maruz kaldıkları bilinmezliğini koruyor.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir