Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Kenya’daki Pliyosen Çağ’a ait Kantis kazı alanında, Australopithecus afarensis türü ile ilişkilendiren diş ve önkol kemiği kalıntıları bulundu. Türe ait yeni bulgular, ilk bulgudan beri her defasında büyük bir heyecanla karşılanıyor.

Australopithecus afarensis 3.85 milyondan 2.95 milyon yıl öncesine kadar, Afrika’nın doğusunda (Büyük Rift Vadisi’nin doğusunda kalan alan) yaşamış olan ve bizim de içinde bulunduğumuz Hominidae ailesine mensup soyu tükenmiş bir türdür. Tür, 1974 yılında Etiyopya’da kazı çalışmaları yürüten paleoantropolog Donald Johanson tarafından, daha sonra ‘Lucy’ adı verilen genç bir dişi Australopithecus afarensis’e ait kısmi iskelet yapısının elde edilmesi ile keşfedildi. Araştırma ekibinin kazı alanında sürekli ve yüksek sesli biçimde Beatles’dan ‘Lucy in the Sky with Diamonds’ şarkısını dinlemesinin etkisi ile ‘Lucy’ adı verilen dişiye ait kalıntıların 3.2 milyon yıl öncesinden günümüze ulaştığı, hominin olmayan apelere atfedilen küçük kafatasına sahip olduğu, beyin hacminin 400 mililitre civarında olduğu ve iki ayağının üzerinde yürüyebildiği gibi temel özellikleri tespit edilmiş ve yayımlanmıştı.

Australopithecus afarensis’in aynı dönemde yaşamış diğer primatlara oranla, Homo cinsine çok daha yakın olduğu düşünülmektedir. Ancak bu yakınlığın direkt bir atası olmaktan mı, yoksa bilinmeyen bir atanın yakın bir kuzeni olmaktan mı ileri geldiği bilinmemektedir. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan yeni bir çalışmada ise, bu türe mensup olan bir yetişkin erkek ve iki yenidoğana ait kalıntılar keşfedildi. Keşfedilen fosillerin yaşlarının da 3.5 milyon ila 3.3 milyon yıl arasında olduğu tespit edildi ve bulunduğu bölgelere bakılarak Australopithecus afarensis türünün daha önce sanılana göre Büyük Rift Vadisi’nden doğu yönde daha uzakta yaşadıkları kaydedildi.

australopithecus-afarensise-ait-yeni-fosiller-bulundu-gorsel-bilimfilicom Kenya'da bulunan Australopithecus afarensis kemiği. Aşınmış kısımlar gölgelendirme ile gösterilmiş. Kısaltmalar: sp ve oklar – supinator (el ayasını yukarıya döndüren kas) tepesi, ic – interosseous (kemikler arası) tepe, br – brachialis (kol) kası yuvası, fd – yüzeyel parmak fleksör kası ve pronator teres kasının başlangıcı. Öçek – 5 cm. Görsel Telif: Masato Nakatsukasa, Kyoto Üniversitesi. Kenya'da bulunan Australopithecus afarensis kemiği. Aşınmış kısımlar gölgelendirme ile gösterilmiş. Kısaltmalar: sp ve oklar – supinator (el ayasını yukarıya döndüren kas) tepesi, ic – interosseous (kemikler arası) tepe, br – brachialis (kol) kası yuvası, fd – yüzeyel parmak fleksör kası ve pronator teres kasının başlangıcı. Öçek – 5 cm. Görsel Telif: Masato Nakatsukasa, Kyoto Üniversitesi.


Daha önceki kazıların gerçekleştirildiği alanlar Etiyopya’nın kuzeyinden Tanzanya’nın kuzeyine kadar inen bölgede bulunuyor. Şimdi de Kenya’da Turkana havzasında bulunan  A. afarensis kalıntıları, türün Kenya’da bulunmuş en açık örnekleri ve bulundukları alan özelinde de tekil bir nitelik taşıyor.

Bölgenin bu anlamda beklenmedik olmasının sebebi olarak, türün keşfedildiği bölgelere göre daha az ağaçlık ve yeşil alan bulundurması ve nispeten daha kurak olması gösteriliyor.

Kazı alanlarında Australopithecus afarensis’e ait kalıntıların haricinde babun ve boynuzlu memelilere ait çok sayıda fosil de keşfedildi. Araştırmanın sonucunda bugüne kadar afarensis’in bulunduğu alanlar karşılaştırarak, türün birbirinden çok farklı çevresel koşullara uyum sağlayabildiği çıkarımı yapıldı. Çünkü küçük vücut proporsiyonlarına sahip olmakla birlikte evrimsel olarak ortaya çıkmalarından kısa bir süre sonra, uzun göç yolculuklarına çıkmış ve başarılı olmuş olmaları şaşırtıcı bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor. Ne var ki, hominin ailesinin birçok üyesinin benzer adaptasyon özellikleri göstermesi, bir anlamda bu şaşırtıcı noktayı açıklıyor.

Şempanzenin ses donanımında, tüm memelilerde olduğu gibi, boynun yukarı kesiminde yer alan larinks (gırtlak), soluk alma ve yutkunmanın eşzamanlı olabilmesini sağlar ama farinks (yutak) boşluğunda oluşan sesler sınırlı düzeyde kalır. İnsanda ise larinks, ses donanımının aşağısında bulunduğu için daha çok çeşitli seslerin oluşmasını olanaklı kılarken, soluk alma ve yutkunmanın aynı anda oluşmasını engeller. Australopithecus'un ses donanımı şempanzeninkine benziyordu. (Görsel kaynak: Roger Lewin – Modern İnsanın Kökeni (Tübitak Popüler Bilim Kitapları 62) ISBN: 9789754030976) Şempanzenin ses donanımında, tüm memelilerde olduğu gibi, boynun yukarı kesiminde yer alan larinks (gırtlak), soluk alma ve yutkunmanın eşzamanlı olabilmesini sağlar ama farinks (yutak) boşluğunda oluşan sesler sınırlı düzeyde kalır. İnsanda ise larinks, ses donanımının aşağısında bulunduğu için daha çok çeşitli seslerin oluşmasını olanaklı kılarken, soluk alma ve yutkunmanın aynı anda oluşmasını engeller. Australopithecus'un ses donanımı şempanzeninkine benziyordu. (Görsel kaynak: Roger Lewin – Modern İnsanın Kökeni (Tübitak Popüler Bilim Kitapları 62) ISBN: 9789754030976)





Kaynak: Emma Mbua et al. 2016. Kantis: A new Australopithecus site on the shoulders of the Rift Valley near Nairobi, Kenya. Journal of Human Evolution, vol. 94, pp. 28-44; doi: 10.1016/j.jhevol.2016.01.006




 
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir