İlk kez, Amerikalı bilimciler tarafından yeni doğan sıçanların beyin cinsiyetleri değiştirildi ve dişi kemirgenlerin davranışsal boyutta tamamen erkekleşmeleri sağlandı. Araştırmacılar nörolojik (sinirsel) cinsiyetin daha önce sanılandan çok daha esnek bir olgu olduğunu savunuyorlar.
Beyinde cinsiyetin nasıl belirlendiğini ve mekanizmasını ortaya çıkaran buna benzer bir çalışma daha önce yapılmamıştı. İnsanlar dahil bir çok hayvanın beyni prenatal (doğum öncesi) gelişim sırasında bir cinse meyilli olarak ve onun özelliklerini yansıtacak şekilde gelişir. Geleneksel olarak ise doğduktan sonra bir kaç gün içinde beynin cinsiyetinin yerleştiği bir mit olarak söylenir. Ancak Nature Neuroscience'da yayımlanan bu yeni araştırma durumun hiç de varsayımlar gibi olmadığını gösteriyor.
Deney için, 10 günlük dişi sıçanlara estradiol gibi davranan bir kimyasal enjekte edildi. Estradiol erkek sıçanların gelişimi sırasında artış gösteren ve menopoza bağlı rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bir steroid türüdür. Estradiol, özellikle erkekleşmeyi uyaran bazı genleri susturmaya (genlerin çalışmaması veya protein sentezleyememesi) yarayan bir enzim olan DNA metiltransferaz (Dnmt) enzimini bloke eder. Böylelikle bu genler 'susturulmamış' olacağından maskulinizasyon (erilleme veya erkekleşme) sürecini uyararak devam ettirir. Bu durum cinsel olarak farklılaşma süreci bitmiş olsa bile devam edebilir.
Fiziksel olarak dişi olan hayvanlar üreme davranışı içindeyken erkek gibi hareket ediyorlar. Sadece davranışları da değil, aynı zamanda beyinleri de yapısal olarak bir transformasyon geçirdi.
Devam deneyi niteliğinde araştırma ekibi, dişi sıçanlarda Dnmt genini sildi ve beyinlerinin aynı şekilde erkekleştiği gözlemlendi. Beyindeki beyin farklılıklarının oluşma sürecini araştıran ilk deneyler olarak literatüre geçen çalışmada, Dnmt'ye maruz kalan hayvanların beyinlerinin dişileşeceği net bir şekilde ortaya koyuldu.
Seksüel farklılıklar bir kez oluştuğu zaman bir daha değişmeyeceği düşünülüyordu ancak bu araştırma ile beyindeki cinsiyet farklılıkları ve davranıştaki farklar epigenetik olarak kontrol edilebiliyor. Yani cinsiyet farklarımız motomot bir DNA dizilimine bağlı değil ve aynı zamanda gelişim sırasında da programlanabiliyor.
Referans : University of Maryland
Sciencealert.com, Brain ‘gender’ is more fluid than originally thought, research reveals, www.sciencealert.com/brain-gender-is-more-fluid-than-originally-thought-research-reveals
Beyinde cinsiyetin nasıl belirlendiğini ve mekanizmasını ortaya çıkaran buna benzer bir çalışma daha önce yapılmamıştı. İnsanlar dahil bir çok hayvanın beyni prenatal (doğum öncesi) gelişim sırasında bir cinse meyilli olarak ve onun özelliklerini yansıtacak şekilde gelişir. Geleneksel olarak ise doğduktan sonra bir kaç gün içinde beynin cinsiyetinin yerleştiği bir mit olarak söylenir. Ancak Nature Neuroscience'da yayımlanan bu yeni araştırma durumun hiç de varsayımlar gibi olmadığını gösteriyor.
Deney için, 10 günlük dişi sıçanlara estradiol gibi davranan bir kimyasal enjekte edildi. Estradiol erkek sıçanların gelişimi sırasında artış gösteren ve menopoza bağlı rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bir steroid türüdür. Estradiol, özellikle erkekleşmeyi uyaran bazı genleri susturmaya (genlerin çalışmaması veya protein sentezleyememesi) yarayan bir enzim olan DNA metiltransferaz (Dnmt) enzimini bloke eder. Böylelikle bu genler 'susturulmamış' olacağından maskulinizasyon (erilleme veya erkekleşme) sürecini uyararak devam ettirir. Bu durum cinsel olarak farklılaşma süreci bitmiş olsa bile devam edebilir.
Fiziksel olarak dişi olan hayvanlar üreme davranışı içindeyken erkek gibi hareket ediyorlar. Sadece davranışları da değil, aynı zamanda beyinleri de yapısal olarak bir transformasyon geçirdi.
Devam deneyi niteliğinde araştırma ekibi, dişi sıçanlarda Dnmt genini sildi ve beyinlerinin aynı şekilde erkekleştiği gözlemlendi. Beyindeki beyin farklılıklarının oluşma sürecini araştıran ilk deneyler olarak literatüre geçen çalışmada, Dnmt'ye maruz kalan hayvanların beyinlerinin dişileşeceği net bir şekilde ortaya koyuldu.
Seksüel farklılıklar bir kez oluştuğu zaman bir daha değişmeyeceği düşünülüyordu ancak bu araştırma ile beyindeki cinsiyet farklılıkları ve davranıştaki farklar epigenetik olarak kontrol edilebiliyor. Yani cinsiyet farklarımız motomot bir DNA dizilimine bağlı değil ve aynı zamanda gelişim sırasında da programlanabiliyor.
Referans : University of Maryland
Sciencealert.com, Brain ‘gender’ is more fluid than originally thought, research reveals, www.sciencealert.com/brain-gender-is-more-fluid-than-originally-thought-research-reveals
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir

02 Mart 2017
Karmaşık Dünyada Basit Düşünmek Felakete Götürebilir

30 Mayıs 2018
Neden Konuşurken En Çok İsimlerden Önce Duraksıyoruz?

06 Temmuz 2016
Beyin Kimyasalı GABA Yiyen Bir Bağırsak Bakterisi Saptandı

19 Temmuz 2016
Endişeli Olduğumuzda Beynimiz Bize Neden Hata Yaptırır?

05 Ekim 2016
Beyin, "Subliminal Mesajları" Nasıl Alıyor?

06 Temmuz 2017
Uyku ve Anksiyete Arasındaki Gizli Bağlantı

25 Ekim 2015
Cesaretin Beynimizdeki Yansıması