Post Author Avatar
Erhan Güven
Sağlık Bakanlığı - Yazar

Çocuk istismarı konusu açıldığında, istismarcının ruhsal ve fiziksel durumunu veya bu tür bir davranışın altında yatan kişisel ve çevresel sorunları düşünmekten alıkoyan bir nefret duygusu kaplar içimizi. Bundandır ki, neden-sonuç ilişkisini araştırmak bir kenara üzerinde düşünmek bile gereksiz görünür. Sonuç olarak da bu büyük insanlık suçuna/sorununa ya suçluyu en ağır şekilde cezalandırmak ya da çocukları istismara uğrayabilecekleri her türlü çevre koşulundan uzak tutmak gibi çözümler üzerinde durulur.

Hemen herkesin aklına, kimisi işkence boyutuna varan farklı yöntemlerle, istismarcının böyle bir davranışı tekrar sergileme olasılığını ortadan kaldıran tek bir çözüm gelir, yüksek sesle söylenmese de. 1900’lü yılların ilk yarısında Amerika ve Avrupa’da (Nazi Almanyası ve İskandinav ülkeleri) cinsel suç işlemişlere cerrahi yöntemle tıbbi kastrasyon (iğdiş etme) tedavisi (cezası?) uygulanmış ve en azından tekrar benzer suçlar işlemeleri büyük ölçüde engellenmiştir. Ancak izleyen yıllarda konunun evrensel insan hakları, tıp etiği ve hukuk kuralları açısından irdelenmesi sonucunda bu tür bir yaklaşımın başarı veya başarısızlığı değil bizzat kendisi büyük tartışmalara konu olmuştur.

Dillendirilmese de her zaman akıllarda olan bu yaklaşım İsveç’teki Karolinska Enstitüsü Tıp Bölümü bilim insanlarından psikiyatri uzmanı Dr. Christoffer Rahm’in başını çektiği bir girişimle yeniden ve bu kez bilimsel temeller arar biçimde gündeme geliyor. PRIOTAB (Pedofili Risk Altında – Tedavi ve Biyobelirteç Araştırması) isimli bu proje çocuklara karşı cinsel istismarı çeşitli açılardan masaya yatırmayı hedeflemesi ve bunu belli bir akış izleyerek planlaması açısından bir ilk olabilir. Proje, Walacea isimli İngiliz bağış toplama sitesinde başlattığı kampanya ile ilk olmayı başardı bile.

Çalışmanın dört alt başlıkta kurgulanması da olası tüm itirazları giderecek şekilde planlandı. İlaç başlığı altında, ilerlemiş prostat kanseri olgularında kullanılmak üzere 2008’de FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi), 2009’da da EMA (Avrupa İlaç Dairesi) tarafından onaylanan degarelix etken maddesi ile tıbbi kastrasyon yapılacak gönüllü pedofili bozukluğu olan hastalar çalışmaya alınarak, plasebo (etkisiz ilaç) kontrollü etkinlik incelemesi yapılacak.

Evet, istismarcıların hasta olarak kabul edilmesi tıbbi açıdan da uzun tartışmalara gebe bir konu. Zira insanları çocuk istismarı yapacak şekilde güdüleyen adı konulmuş organik bir durum şimdilik söz konusu değil. Ancak tıp gözüyle bakıldığında bir bozukluk, bu bozukluğa sahip kişiler ve bu bozukluğu gidermesi düşünülen bir ilaç söz konusu olduğunda böyle bir teknik dil kullanılması kaçınılmaz oluyor. İkinci konu ise etik. Son yüz yıl içindeki denemelerde aranmayan ama tartışmaların merkezi haline gelen ahlak konusu da projenin değerlendirmeye değer gördüğü hedeflerden biri. İnsanlara bu tür bir tedavi uygulamanın kişisel haklar, hukuk ve kamu vicdanı temelindeki yankıları incelenecek.

Projenin en önemli araştırma konusu biyobelirteç çalışmaları gibi görünüyor. Hasta olarak kabul edilen deneklerden kan örnekleri alınarak ve çeşitli fonksiyonel beyin görüntüleme çalışmaları yapılarak bu kişilerde neyin farklı olduğu, tespit edilebilirse bu farklılığın henüz böyle bir davranış sergilememiş kişilerde ne derece anlamlı bir risk göstergesi olabileceği konuları incelenecek. Yine önemli bir alt başlıkta deneklerin uzun süreli takibi ile pedofili bozukluğunun bilimsel tanı kriterleri belirlenerek sınıflaması yapılacak.

Degarelix, hipofiz seviyesinde cinsel hormonal algaçlar (reseptörler) üzerinde blokaj yaparak kişinin testosteron seviyesini düşüren bir etken madde. Bu sayede testosteronun körüklediği cinsel arzu ortadan kaldırılırken bozulmuş öz duygulanım düzenlemesi ve empati yitiminin de geriye döndürülmesi hedefleniyor. Belirtmek gerekir ki kimyasal tıbbi kastrasyon sadece çocuklara yönelik cinsel istismarı tedavi edecek özgül bir yaklaşım değil. Erkeğin her türlü cinsel dürtülerini ortadan kaldıran bu tedavi PRIOTAB’ın irdelemeyi düşündüğü diğer üç başlık yanında belki de en sıradan olanı.

An itibarıyla 36 bağışçının 1,195 paund (5,000TL) birikim yaptığı Walacea sitesinde 38,000 paundluk (150,000TL) hedefe ulaşılması için 28 günlük süre var. Bana göre, PRIOTAB isimli proje, bilimsel araştırmalar için fon toplama sitesi Walacea aracılığıyla bağış kabulüne başlamak suretiyle bu tartışmalı yaklaşımı hem kamuoyu önünde daha bilinir ve konuşulur kılarak, hem de toplumsal tepkiyi bilimsel araştırma fonlamasına çevirmek yoluyla şimdiden başarıya ulaştı.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir