Düşük Oksijen Seviyeli Cüce Gökada, Evrenin İlk Anlarına Işık Tutuyor
Lynx takımyıldızında yakın zamanda yıldız oluşturmaya başlayan küçük bir gökadanın, yıldız oluşturan bir gökadadaki en düşük oksijen düzeyine sahip olduğu tespit edildi. Bu sevi...
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Lynx takımyıldızında yakın zamanda yıldız oluşturmaya başlayan küçük bir gökadanın, yıldız oluşturan bir gökadadaki en düşük oksijen düzeyine sahip olduğu tespit edildi. Bu seviye de bir gökadayı, büyük patlama ile oluşan kimyasal elementlere dair gözlem için en uygun yer haline getiriyor.
Büyük patlama yalnızca üç temel elementi oluşturdu: Hidrojen, helyum ve biraz da lityum. Böylelikle, ilk gökadalarda muhtemelen çok az miktarda oksijen bulunuyordu fakat çok küçük ve çok uzak olduklarından onları göremiyoruz. Kiev'deki Main Astronomical Observaory'den araştırmacılar, az oksijen seviyesiyle ilkel gökadalara benzeyen ve yıldız oluşturan gökada saptadı. Bu durum, esasında çok nadir gözlemlenebilen bir olaydır çünkü yıldız oluşturan gökadalar, doğumunun hemen ardından patlayan ve oksijen seviyesini yükselten büyük yıldızlara sahiptir.
Astronomlar, ABD'nin New Mexico eyaletinde bulunan Sloan Digital Sky Survery'i kullanarak düşük seviyeli oksijene sahip gökadaları aradılar. Aramalar sonucunda 620 milyon ışık yılı uzaklıkta J0811+4730 isimli bir gökadasaptandı.
Arizona'daki Büyük Binoküler Teleskop'tan elde edilen veriler, bu gökadanın bir önceki şampiyona göre %9 oranında daha az oksijen taşıyan yeni rekortmen olduğunu ortaya koydu. Gökadanın oksijen-hidrojen oranı, her 1740 hidrojen çekirdeği için 1 oksijen çekirdeğine sahip olan Güneş'inkinin yalnızca %1.7'sidir.
Bazı cüce gökadalar, daha az oksijen seviyesine sahip olabilir, ancak bu yeni gökada onu özel yapan başka bir özelliğe daha sahip: Sahip olduğu gazdan yıldızlar oluşturuyor. Bu yıldızların en sıcak olanı helyum gazından elektronları söker, böylelikle de gözlemciler bu elementin bolluğunu ölçebilir.
Araştırmacılar, ilkel helyum bolluğunu bilmek istiyorsak, bu gökadalara bakmamız gerektiğini söylüyorlar. Bunu bulmamız, evrenin ilk üç dakikasında hakim olan koşullar hakkında bilgiler verebilir, çünkü büyük patlamanın hemen sonrasındaki nükleer reaksiyonlar ile oluşan birkaç elementten birisi de helyumdu.
Bu yeni gökada, başka bir nedenden ötürü de önem arz ediyor. Şöyle ki; erken evreni yeniden iyonlaştıran cüce gökada tiplerine de yakından bakabilmemize olanak sunuyor. Yeniden iyonlaşma (reiyonizasyon), gökadalar arasındaki gaz iyonize olduğunda, nötr gazın evrende bugün bulunduğu seviyeye geçiş zamanına işaret etti.
Bu yeni gökada, küçük olmasına rağmen büyük bir güç santralini andırıyor. Yıldız kütlesi, Samanyolu Gökadası'nın yalnızca otuz binde biri kadar. Ancak küçük boyutlarına rağmen yine de Samanyolu'nun dörtte biri oranında yıldız oluşturuyor.
Araştırmacılar, yeni bulunan bu gökadanın, birkaç milyon yıl içerisinde yıldızlarının %80'ini oluşturduğunu söylüyorlar. Bu yıldızların en sıcağı da, büyük patlamadan kısa süre sonra evreni yeniden iyonlaştıran türden yoğun bir radyasyon yayıyor. Yaklaşık 13 milyar yıl önce kozmosun tamamını dönüştüren gökadalar için bir vekil görevi görüyor.
Büyük patlama yalnızca üç temel elementi oluşturdu: Hidrojen, helyum ve biraz da lityum. Böylelikle, ilk gökadalarda muhtemelen çok az miktarda oksijen bulunuyordu fakat çok küçük ve çok uzak olduklarından onları göremiyoruz. Kiev'deki Main Astronomical Observaory'den araştırmacılar, az oksijen seviyesiyle ilkel gökadalara benzeyen ve yıldız oluşturan gökada saptadı. Bu durum, esasında çok nadir gözlemlenebilen bir olaydır çünkü yıldız oluşturan gökadalar, doğumunun hemen ardından patlayan ve oksijen seviyesini yükselten büyük yıldızlara sahiptir.
Helyum Saptaması
Astronomlar, ABD'nin New Mexico eyaletinde bulunan Sloan Digital Sky Survery'i kullanarak düşük seviyeli oksijene sahip gökadaları aradılar. Aramalar sonucunda 620 milyon ışık yılı uzaklıkta J0811+4730 isimli bir gökadasaptandı.
Arizona'daki Büyük Binoküler Teleskop'tan elde edilen veriler, bu gökadanın bir önceki şampiyona göre %9 oranında daha az oksijen taşıyan yeni rekortmen olduğunu ortaya koydu. Gökadanın oksijen-hidrojen oranı, her 1740 hidrojen çekirdeği için 1 oksijen çekirdeğine sahip olan Güneş'inkinin yalnızca %1.7'sidir.
Bazı cüce gökadalar, daha az oksijen seviyesine sahip olabilir, ancak bu yeni gökada onu özel yapan başka bir özelliğe daha sahip: Sahip olduğu gazdan yıldızlar oluşturuyor. Bu yıldızların en sıcak olanı helyum gazından elektronları söker, böylelikle de gözlemciler bu elementin bolluğunu ölçebilir.
Araştırmacılar, ilkel helyum bolluğunu bilmek istiyorsak, bu gökadalara bakmamız gerektiğini söylüyorlar. Bunu bulmamız, evrenin ilk üç dakikasında hakim olan koşullar hakkında bilgiler verebilir, çünkü büyük patlamanın hemen sonrasındaki nükleer reaksiyonlar ile oluşan birkaç elementten birisi de helyumdu.
Küçük Ama İddialı
Bu yeni gökada, başka bir nedenden ötürü de önem arz ediyor. Şöyle ki; erken evreni yeniden iyonlaştıran cüce gökada tiplerine de yakından bakabilmemize olanak sunuyor. Yeniden iyonlaşma (reiyonizasyon), gökadalar arasındaki gaz iyonize olduğunda, nötr gazın evrende bugün bulunduğu seviyeye geçiş zamanına işaret etti.
Bu yeni gökada, küçük olmasına rağmen büyük bir güç santralini andırıyor. Yıldız kütlesi, Samanyolu Gökadası'nın yalnızca otuz binde biri kadar. Ancak küçük boyutlarına rağmen yine de Samanyolu'nun dörtte biri oranında yıldız oluşturuyor.
Araştırmacılar, yeni bulunan bu gökadanın, birkaç milyon yıl içerisinde yıldızlarının %80'ini oluşturduğunu söylüyorlar. Bu yıldızların en sıcağı da, büyük patlamadan kısa süre sonra evreni yeniden iyonlaştıran türden yoğun bir radyasyon yayıyor. Yaklaşık 13 milyar yıl önce kozmosun tamamını dönüştüren gökadalar için bir vekil görevi görüyor.
Kaynak ve İleri Okuma
- Ken Croswell, Low-oxygen dwarf galaxy shows us how the early universe looked. NewScientist. (accessed September 10, 2017) https://www.newscientist.com/article/2146813-low-oxygen-dwarf-galaxy-shows-us-how-the-early-universe-looked/
- J0811+4730: the most metal-poor star-forming dwarf galaxy known, arXiv preprint, (2017). https://arxiv.org/abs/1709.00202
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
09 Şubat 2015
Karanlık Madde Gökadaların Merkezinde Bulunuyor!
06 Mayıs 2015
Bilinen En Uzak Gökada Keşfedildi
14 Temmuz 2016
Samanyolu Merkezindeki Şişkinlik Nasıl Oluşmuş Olabilir?
26 Ocak 2016
Gökada Kümelerinin Oluşumunda Tek Etken Kütle Değil
12 Eylül 2015
Kalbi Atmakta Olan Bir Gökada Kümesi Keşfedildi
03 Ağustos 2019
Kozmik Çevremizdeki Büyük Boşluk Haritalandı