İlk Hominin'lerin İşitme Yetenekleri
İki milyon yaşındaki ve orta kulakta bulunan üç küçük kemiği de barındıran fosil, bilim insanlarının ilk insan atalarının işitme yeteneklerini ortaya çıkarmasına yardımcı oluyor...
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
İki milyon yaşındaki ve orta kulakta bulunan üç küçük kemiği de barındıran fosil, bilim insanlarının ilk insan atalarının işitme yeteneklerini ortaya çıkarmasına yardımcı oluyor. Çünkü tam da bu ayrım noktasında atalarımız artık şempanzeden çok insan gibi duymaya başlamışlardı.
Geçtiğimiz hafta Science Advances'da yayımlanan araştırmada Güney Afrika'da bulunmuş olan iki ayrı türe - Australopithecus africanus ve Paranthropus robustus - odaklanarak, araştırmacılar bu türlerin duyma frekansı aralığı açısından hem insan hem de şempanzelerden daha geniş bir yeteneğe sahip olduklarını ortaya koydu. Buradaki veriler bu türlerin vokal iletişimi de geliştirmiş olabileceğini akıllara getirdi.
Her iki tür de; ape-benzeri ve insan-benzeri anatomik özellikler gösteriyordu, çok sayıda ağaç ve insan soyağacının ormanlarda yaşayan daha önceki üyelerinden farklı olarak çalı türü bulunan otlak ve çayırlık ekosistemlere yayılmıştı. Yine iki türün de işitme duyarlılığı şempanzelere göre daha yüksek frekanslara doğru kaymıştı ve türler 1.0 ve 3.0 kilohertz arasındaki ses frekanslarını işitmekte hem insan hem de şempanzelerden daha iyiydi.
Bu aralıktaki seslerin sesli harfleri ve kimi sessizleri içerebildiği biliniyor. Gözlemlenen işitme paterninin ise büyük ova veya çayırlıklarda yaşam tarafından desteklendiği düşünülüyor. Daha açık çevrelerde, ses dalgaları yağmur ormanlarındaki kadar uzak noktalara doğru şekilde ulaşamaz dolayısıyla kısa mesafe iletişimi daha çok gelişmektedir.
İnsan soyu, şempanzelerden 5 ila 7 milyon yıl kadar önce ayrılmıştır. Doğal olarak atalarımızın işitme kapasiteleri de yaşam tarzındaki değişikliğe uyum sağlamış ve değişmiştir.
İki türün işitme yeteneklerini incelemek üzere araştırmacılar orta kulaklarında çekiç, örs ve üzengi adı verilen üç küçük kemiği bulunduran kafatası fosilleri üzerinde çalıştı. (çoğunlukla kafataslarında bu üç kemik bozulmuş ,aşınmış veya kırılmış olabiliyor.) Çalışma ile sanal olarak tekrar yapılandıran kulak anatomisi (iç ve orta kulak) tekrar incelendi.
Türümüz, Homo sapiens, 200.000 yıl kadar önce ortaya çıktı ve özellikle 1.0 ve 6.0 kilohertz arası frekanslardaki sesleri işitmekte ve daha geniş işitme frekansına sahip olmakta diğer çoğu primattan ayrılıyor. Bu aralıkta konuşurken çıkardığımız neredeyse tüm sesler (frekans olarak) bulunuyor.
Tüm primatlar gibi bu türler de vokal olarak (ağız ve anlamlı sesler ile) iletişim kurarak anlaşabiliyordu. Ancak dil olgusunun gelişiminin evrimin daha sonraki aşamalarında ortaya çıktığı düşünülüyor.
İspanya'da bulunan Universidad Complutense de Madrid'den paleontolog Juan Luis Arsuaga bu türlerin seslerinin yarı insan yarı şempanze gibi çıkacağını tahmin ediyor. Bu da tam olarak insan sesine sahip olmadıklarının bir göstergesi olacaktır.
Kaynak: Rolf Quam et al. Early hominin auditory capacities. Science Advances, September 2015 DOI: 10.1126/sciadv.1500355
Geçtiğimiz hafta Science Advances'da yayımlanan araştırmada Güney Afrika'da bulunmuş olan iki ayrı türe - Australopithecus africanus ve Paranthropus robustus - odaklanarak, araştırmacılar bu türlerin duyma frekansı aralığı açısından hem insan hem de şempanzelerden daha geniş bir yeteneğe sahip olduklarını ortaya koydu. Buradaki veriler bu türlerin vokal iletişimi de geliştirmiş olabileceğini akıllara getirdi.
Her iki tür de; ape-benzeri ve insan-benzeri anatomik özellikler gösteriyordu, çok sayıda ağaç ve insan soyağacının ormanlarda yaşayan daha önceki üyelerinden farklı olarak çalı türü bulunan otlak ve çayırlık ekosistemlere yayılmıştı. Yine iki türün de işitme duyarlılığı şempanzelere göre daha yüksek frekanslara doğru kaymıştı ve türler 1.0 ve 3.0 kilohertz arasındaki ses frekanslarını işitmekte hem insan hem de şempanzelerden daha iyiydi.
Bu aralıktaki seslerin sesli harfleri ve kimi sessizleri içerebildiği biliniyor. Gözlemlenen işitme paterninin ise büyük ova veya çayırlıklarda yaşam tarafından desteklendiği düşünülüyor. Daha açık çevrelerde, ses dalgaları yağmur ormanlarındaki kadar uzak noktalara doğru şekilde ulaşamaz dolayısıyla kısa mesafe iletişimi daha çok gelişmektedir.
İnsan soyu, şempanzelerden 5 ila 7 milyon yıl kadar önce ayrılmıştır. Doğal olarak atalarımızın işitme kapasiteleri de yaşam tarzındaki değişikliğe uyum sağlamış ve değişmiştir.
İki türün işitme yeteneklerini incelemek üzere araştırmacılar orta kulaklarında çekiç, örs ve üzengi adı verilen üç küçük kemiği bulunduran kafatası fosilleri üzerinde çalıştı. (çoğunlukla kafataslarında bu üç kemik bozulmuş ,aşınmış veya kırılmış olabiliyor.) Çalışma ile sanal olarak tekrar yapılandıran kulak anatomisi (iç ve orta kulak) tekrar incelendi.
Türümüz, Homo sapiens, 200.000 yıl kadar önce ortaya çıktı ve özellikle 1.0 ve 6.0 kilohertz arası frekanslardaki sesleri işitmekte ve daha geniş işitme frekansına sahip olmakta diğer çoğu primattan ayrılıyor. Bu aralıkta konuşurken çıkardığımız neredeyse tüm sesler (frekans olarak) bulunuyor.
Tüm primatlar gibi bu türler de vokal olarak (ağız ve anlamlı sesler ile) iletişim kurarak anlaşabiliyordu. Ancak dil olgusunun gelişiminin evrimin daha sonraki aşamalarında ortaya çıktığı düşünülüyor.
İspanya'da bulunan Universidad Complutense de Madrid'den paleontolog Juan Luis Arsuaga bu türlerin seslerinin yarı insan yarı şempanze gibi çıkacağını tahmin ediyor. Bu da tam olarak insan sesine sahip olmadıklarının bir göstergesi olacaktır.
Kaynak: Rolf Quam et al. Early hominin auditory capacities. Science Advances, September 2015 DOI: 10.1126/sciadv.1500355
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
08 Mayıs 2017
Antik İnsanlar Hakkında Neler Biliyoruz?
04 Ağustos 2018
FOXP2 Geni İnsanın Dil Yeteneğinin Belirleyicisi mi?
29 Haziran 2016
Evrim, Yirmilik Dişlerimizin Yok Olmasına Sebep Olacak
29 Haziran 2018
Beynimiz Dünyayı Neden "Biz" ve "Onlar" Şeklinde Görüyor?
11 Temmuz 2015
Taş Aletler Kültürel Farklılıkları Yansıtıyor
06 Ağustos 2016
Gülümseyen Yavru Maymunlar ve Gülmenin Kökeni