Post Author Avatar
Sevkan Uzel
Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör

Dünyanın her yanındaki küçük çocuklar saklambaç oynamaya bayılır. Çocuklar için birinin bakışlarından kaçmak ve kendini "görünmez" yapmak heyecanlıdır. Ancak gelişimsel psikologların ve ebeveynlerin, özellikle okul öncesi çağdaki çocuklarda sıklıkla gözlemlediği çok ilginç bir olgu var: Saklanmakta son derece başarısızlar. Tuhaf bir şekilde çoğu zaman sadece yüzlerini ya da gözlerini elleriyle kapatıyorlar ve vücutlarının geri kalan kısmı apaçık ortadayken, kendilerini saklanmış sayıyorlar.

Bu işe yaramaz saklanma stratejisi, uzun bir süre boyunca küçük çocukların bütünüyle "benmerkezci" (egosantrik) olmalarının bir kanıtı olarak yorumlandı. Psikologlar, okul öncesi çocukların kendi bakış açıları ile bir başkasınınkini ayırt edemediğini ileri sürdü. Geleneksel bilgiye göre çocuklar kendi perspektiflerinin ötesine geçemiyor ve diğer herkesin dünyayı kendileri gibi gördüğünü varsayma hatasına düşüyorlar. Yani psikologlar çocukların gözlerini kapayarak "saklandıklarını", çünkü kendi görüşlerini kapatmanın başkalarınınkini de kapatacağını sandıklarını belirtiyorlardı.

Fakat bilişsel gelişim psikolojisi alanında sürdürülen araştırmalar, çocukluk benmerkezciliği kavramına ilişkin kuşkular uyandırmaya başladı. Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde bulunan Gelişen Zihinler Laboratuvarı'na alınan 2 ila 4 yaşları arasındaki çocuklar, sözü edilen varsayımları sınamak için gözlemlendi. Elde edilen sonuçlara göre ise çocukların başarısız saklanma becerileri, onların benmerkezci doğalarını yansıtmıyordu.

Kim Kimi Görebilir?

Çalışmaya katılan herbir çocuk, kendi gözlerini ya da kulaklarını kendi elleri ile kapatan bir yetişkinle yanyana getirildi. Ardından çocuğa sırasıyla yetişkini görebiliyor mu ve duyabiliyor mu diye soruldu. Şaşırtıcı biçimde çocuklar her iki soruyu da olumsuz yanıtladı. Yetişkin ağzını kapattığında da aynısı oldu: Bu kez çocuklar onunla konuşamayacaklarını (ona bir şey söyleyemeyeceklerini) iddia ettiler.

Çok sayıda kontrol deneyi, çocukların kafasının karışma ya da soruları anlamama olasılıklarını devre dışı bıraktı. Sonuçlar açıktı: Genç katılımcılar soruları anlamıştı ve onlardan ne istendiğini kesinlikle kavramışlardı. Verdikleri olumsuz yanıtlar, diğer insanın gözleri, kulakları ve ağzının görülmesi engellendiğinde, o kişinin görülemeyeceği, duyulamayacağı ve onunla konuşulamayacağı yönündeki samimi düşüncelerini yansıtıyordu. Önlerinde duran insan açıkça görüş alanı içinde olmasına rağmen, onu algılayabildiklerini tam anlamıyla reddediyorlardı. Peki neden?

Anlaşılan o ki, küçük çocuklar bir kişinin diğerini görebilmesi için karşılıklı göz temasını gerekli buluyor. Düşünceleri şu ifadeye uygun düşüyor gibi görünüyor: "Sadece sen beni görüyorsan ben de seni görürüm. Ben seni göremediğime göre sen de beni göremiyorsun." Yapılan çalışmaya göre, bir çocuğun saklanmak için başına birşey geçirme stratejisi, benmerkezciliğinin bir sonucu değil. Aslında çocuklar, bir başkası bu stratejiyi uyguladığında, işe yaradığını düşünüyorlar.

O halde çocukların görünürlük kavramı, kendi içinde çift yönlülük (İng.bidirectionality) düşüncesini barındırıyor: İki insan göz teması kurmadığı sürece, birinin diğerini görmesi olanaksızdır. Benmerkezciliğin tersine, küçük çocuklar aslında karşılıklı tanınmayı ve dikkate alınmayı zorunlu buluyor.

Karşılıklılık Beklentisi

Çocukların iletişim için karşılıklılığı mutlak bir gereklilik olarak görmeleri, onların hiç de benmerkezci olmadığını ortaya koyuyor. Okul öncesi çocuklar dünyayı bir başkasının bakış açısından görmeyi başarmakla kalmayıp, bu kapasitelerini gereksiz ve hatta yanlış yargılara götüren durumlara da uygulayabiliyorlar; kendi bakış açıları söz konusu olduğunda sandıkları durum gibi. Bu hatalı çıkarımlar (gözlerini örten insanların görülemeyeceği gibi), çocukların dünya algılarının başkaları tarafından ne kadar fazla etkilendiğini açığa çıkarıyor.

Çocukların görünüşte akıldışı olan saklanma biçimleri ve deneyde verdikleri olumsuz yanıtlar, onların birisiyle iletişimleri çift yönlü olmadığı takdirde, o kişiyle iletişim kuramayacaklarını hissettiklerini gösteriyor. Benim sana bakmam yeterli değil, senin de bana bakman gerekli; birbirimizle eşitçe iletişim kurabilmeliyiz.

İleride yapılacak deneylerde, çocukların saklanma davranışlarının laboratuvarda doğrudan sınanması ve saklanma konusunda "başarısız" olan çocukların oyun ve konuşma sırasında "başarılı" çocuklardan daha fazla karşılıklılığı önemseyip önemsemediğinin aydınlatılması planlanıyor. Ayrıca bu deneylerin, gelişimin başlarında tipik olmayan davranışlar sergileyen çocuklar üzerinde de yapılması düşünülüyor.

Şimdilik elde edilen bulgular, çocukların bireyler arasındaki karşılıklı etkileşime ilişkin doğal isteklerini vurguluyor. Sadece bakıp görebildikleri değil, aynı zamanda kendilerine bakmakta olan kişilerle iletişim kurmak istiyor ve hatta bunun tek yol olduğunu düşünüyorlar.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir