Çok Yaşa Einstein, Yine Haklı Çıktın! – Kütleçekimsel Dalgalar İlk Kez Gözlemlendi
LIGO (Laser Interferometer Gravitational-Wave Observatory) 1992 yılında Caltech (California Institute of Technology - Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü) ve MIT (Massachusetts Inst...
Sağlık Bakanlığı - Yazar
LIGO (Laser Interferometer Gravitational-Wave Observatory) 1992 yılında Caltech (California Institute of Technology - Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü) ve MIT (Massachusetts Institute of Technology-Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) ortaklığı ile, adına uygun bir şekilde kütleçekim dalgalarını gözlemleyebilmek ve dolayısıyla varlıklarını araştırmak için kuruldu. Zamanla birçok uluslararası bilimsel kuruluş fonlama ve araştırmalarda LIGO’ya destek vermeye başladı.
1998-2010 yılları arasında yaptığı gözlemlerde herhangi kütleçekim dalgası tespit edememesi üzerine kızağa çekilen LIGO’nun hassasiyetini arttırmak ve teknolojisini geliştirmek için çalışmalar başlatıldı ve sonunda Şubat 2015’te Livingston ve Hanford’ta bulunan iki teknoloji harikası algılayıcı (detektör) ile gözlemler yeniden başladı.
Evrenle ilgili hızla artan ama hâlâ kısıtlı olan bilgilerimize devrimsel nitelikte olan bir yenisi eklemek, Albert Einstein’ın 100 yıl önce olduğunu varsaydığı kütleçekim dalgasını belirlemek için harcanan zaman, emek ve inanılmaz para 14 Eylül 2015’te ilk meyvesini verdi ve yerküreye ulaşan kütleçekim dalgası ilk kez tespit edildi.
Evrenle ilgili her türlü buluşun açıklanması öncesinde alışılagelmiş detaylı incelemeler, çalışmalar ve hesaplamalar sonrasında nihayet bugün, Türkiye zamanı ile akşam saatlerinde basının önüne çıkan bilim insanları LIGO’nun tespitlerini ve bunların ne anlama geldiğini kısaca açıkladılar. Az önce biten basın toplantısından elde edilen bilgileri ana hatlarıyla ve Bilimfili farkıyla sizlere sunuyoruz.
“Evet, kesinlikle kütleçekim dalgasını tespit ettik!”
Giriş kısmından sonra işte bu heyecan dolu sözlerle başladı basın toplantısı.
Dalganın kaynağı olarak 1.3 milyar ışık yılı ötede, her biri yaklaşık 150 kilometre çapta ve 30 güneş kütlesine sahip iki kara delik olarak belirlendi. Öyle ki, ışık hızının yaklaşık yarısı hızla birbirlerine “giren” bu kara deliklerin uzay-zamanda yaptığı değişiklik LIGO’nun hassas algılayıcılarını bir proton çapının binde biri mesafeyle hareket ettirdiler ve LIGO bunu algıladı!
İlk sinyal LIGO’nun Livingston algılayıcısı tarafından alındıktan 7 milisaniye sonra Hanford algılayıcısı da aynı sinyali yakaladı ve aradaki bu 7 milisaniyelik süre belli bir yönde hareket eden kütleçekim dalgası tarafından oluşturulmaktaydı. Sinyal güney göğünde, Samanyolu’nun bir uydu gökadası olan Macellan Bulutları yönünden yerküreye ulaştı.
Bilim insanları tarafından doğrulanan bu sinyal, bundan sonra tespit edilecek sayısız dalgaların ilki olarak kayıtlara geçmiş oldu.
LIGO’da bundan sonra yapılması planlanan birkaç düzeltme sayesinde gözlem yeteneğinin 3 katına çıkarılması planlanıyor. Bu sayede bize doğru gelen kütleçekim dalgalarına daha şefkatli ve sıcak bir karşılama yapacak duruma gelmesi öngörülüyor LIGO’nun.
Bugüne kadar ateşli ve sarsıntılı olduğundan emin olduğumuz evrende sakin bir okyanus gibi uzanmasına anlam veremediğimiz uzay-zamanda aslında fırtınalar koptuğunu gördük ve bu dalgaları aramadaki haklılığımız ve inadımız anlam kazandı. 2015 yılı Einstein’ın Görelilik Teorisi’ni yayınladığı 1915 yılının 100. yıldönümüydü. Kuramsal olarak Einstein’ın öngördüğü kütleçekim dalgalarının aynen onun düşündüğü şekilde var olduğunu ondan bir yüzyıl sonra gözlemlemek en güzel kutlama şekli olsa gerek.
Belki zamanda yolculuk yapmamızı sağlamayacak, kara deliklerin içinde neler olup bittiğini, büyük patlama anı ve evrenin kökeni hakkında aklımızdaki sorulara yanıt için kilitleri açacak “kütleçekimin kuantum teorisini” çözmeyecek bu buluş ama merak ve bilginin peşi sıra çıktığımız yolculuğumuzda önemli bir nirengi noktası olarak bilim tarihinde yerini alacak.
Şunu da belirtelim, 1.3 milyar yıl önce gerçekleşmiş bir çarpışmayı bugün “görebilmek” de bir zaman yolculuğu aslında…
Daha fazlası için: http://www.ligo.org/
1998-2010 yılları arasında yaptığı gözlemlerde herhangi kütleçekim dalgası tespit edememesi üzerine kızağa çekilen LIGO’nun hassasiyetini arttırmak ve teknolojisini geliştirmek için çalışmalar başlatıldı ve sonunda Şubat 2015’te Livingston ve Hanford’ta bulunan iki teknoloji harikası algılayıcı (detektör) ile gözlemler yeniden başladı.
Evrenle ilgili hızla artan ama hâlâ kısıtlı olan bilgilerimize devrimsel nitelikte olan bir yenisi eklemek, Albert Einstein’ın 100 yıl önce olduğunu varsaydığı kütleçekim dalgasını belirlemek için harcanan zaman, emek ve inanılmaz para 14 Eylül 2015’te ilk meyvesini verdi ve yerküreye ulaşan kütleçekim dalgası ilk kez tespit edildi.
Evrenle ilgili her türlü buluşun açıklanması öncesinde alışılagelmiş detaylı incelemeler, çalışmalar ve hesaplamalar sonrasında nihayet bugün, Türkiye zamanı ile akşam saatlerinde basının önüne çıkan bilim insanları LIGO’nun tespitlerini ve bunların ne anlama geldiğini kısaca açıkladılar. Az önce biten basın toplantısından elde edilen bilgileri ana hatlarıyla ve Bilimfili farkıyla sizlere sunuyoruz.
“Evet, kesinlikle kütleçekim dalgasını tespit ettik!”
Giriş kısmından sonra işte bu heyecan dolu sözlerle başladı basın toplantısı.
Dalganın kaynağı olarak 1.3 milyar ışık yılı ötede, her biri yaklaşık 150 kilometre çapta ve 30 güneş kütlesine sahip iki kara delik olarak belirlendi. Öyle ki, ışık hızının yaklaşık yarısı hızla birbirlerine “giren” bu kara deliklerin uzay-zamanda yaptığı değişiklik LIGO’nun hassas algılayıcılarını bir proton çapının binde biri mesafeyle hareket ettirdiler ve LIGO bunu algıladı!
İlk sinyal LIGO’nun Livingston algılayıcısı tarafından alındıktan 7 milisaniye sonra Hanford algılayıcısı da aynı sinyali yakaladı ve aradaki bu 7 milisaniyelik süre belli bir yönde hareket eden kütleçekim dalgası tarafından oluşturulmaktaydı. Sinyal güney göğünde, Samanyolu’nun bir uydu gökadası olan Macellan Bulutları yönünden yerküreye ulaştı.
Bilim insanları tarafından doğrulanan bu sinyal, bundan sonra tespit edilecek sayısız dalgaların ilki olarak kayıtlara geçmiş oldu.
LIGO’da bundan sonra yapılması planlanan birkaç düzeltme sayesinde gözlem yeteneğinin 3 katına çıkarılması planlanıyor. Bu sayede bize doğru gelen kütleçekim dalgalarına daha şefkatli ve sıcak bir karşılama yapacak duruma gelmesi öngörülüyor LIGO’nun.
Bugüne kadar ateşli ve sarsıntılı olduğundan emin olduğumuz evrende sakin bir okyanus gibi uzanmasına anlam veremediğimiz uzay-zamanda aslında fırtınalar koptuğunu gördük ve bu dalgaları aramadaki haklılığımız ve inadımız anlam kazandı. 2015 yılı Einstein’ın Görelilik Teorisi’ni yayınladığı 1915 yılının 100. yıldönümüydü. Kuramsal olarak Einstein’ın öngördüğü kütleçekim dalgalarının aynen onun düşündüğü şekilde var olduğunu ondan bir yüzyıl sonra gözlemlemek en güzel kutlama şekli olsa gerek.
Belki zamanda yolculuk yapmamızı sağlamayacak, kara deliklerin içinde neler olup bittiğini, büyük patlama anı ve evrenin kökeni hakkında aklımızdaki sorulara yanıt için kilitleri açacak “kütleçekimin kuantum teorisini” çözmeyecek bu buluş ama merak ve bilginin peşi sıra çıktığımız yolculuğumuzda önemli bir nirengi noktası olarak bilim tarihinde yerini alacak.
Şunu da belirtelim, 1.3 milyar yıl önce gerçekleşmiş bir çarpışmayı bugün “görebilmek” de bir zaman yolculuğu aslında…
Daha fazlası için: http://www.ligo.org/
Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
30 Haziran 2017
Ek Boyutlar Kütleçekimsel Dalgaları Etkiliyor Olabilir
15 Haziran 2020
Kara Deliklerin Kısa Tarihi