Migren, Beyin-Omurilik Sıvısındaki Sodyum Seviyesiyle İlişkilendirildi
European Radiology'de yayımlanan araştırmada, serebral sodyum MRI adı verilen bir manyetik rezonans görüntüleme tekniği üzerine çalışıldı.
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Şiddetli baş ağrısı ve bazen mide bulantısı ve kusma şeklinde karakterize edilen bir baş ağrısı tipi olan migren, kadınlarda %18, erkeklerde %6 gibi bir oranla toplumda en yaygın görülen baş ağrısı hastalıklarından birisidir.
Hastalarda görülen atak tiplerinin geniş bir spektrumda oluşu ve ağrının karakteristiklerinden ötürü, teşhis ve tanısı oldukça zorlu olabilmektedir. Nihayetinde de, pek çok migren hastasına tanı konulamamış ve tedavi edilememiştir. Buna karşın, diğer hastalar, daha yaygın olan tansiyon çeşitliliği gibi farklı türde bir baş ağrısı çekseler dahi migren ilaçları ile tedavi edilebiliyorlar. Dolayısıyla migreni, diğer baş ağrısı tiplerinden ayıran bir tanı aracı olması oldukça faydalı olacaktır.
European Radiology'de yayımlanan bir araştırmada, migrenlerin teşhisinde ve anlaşılmasında yardımcı olması için serebral sodyum MRI adı verilen bir manyetik rezonans görüntüleme tekniği üzerine çalışıldı. Normalde manyetik rezonans görüntülemede, görüntü oluşturmak için büyük oranda protonlara dayanılıyor olsa da, görüntülerden veri elde etmede sodyum da bir aracı olarak kullanılabilir. Araştırma, sodyumun beyin kimyasında önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Çalışmada, klinik olarak migren teşhisi konulmuş ortalama 34 yaşındaki 12 kadından; migren ataklarının uzunluğu, ağrı yoğunluğu, atak sıklığı gibi veriler toplandı. Benzer yaş grubundan sağlıklı 12 kadının da kontrol grubu olarak kullanıldığı araştırmada, her iki grupta da, serebral sodyum MRI tekniği kullanıldı ve her iki grubun sodyum konsantrasyonları birbiriyle karşılaştırılarak istatistiksel olarak analiz edildi.
Elde edilen sonuçlarda, iki grubun, beyindeki gri ve beyaz maddede, beyin sapında ve beyincikte sodyum konsantrasyonları arasında istatistiksel bir fark gözlenmedi. Ancak, beyin ve omuriliği çevreyen ve beyin için adeta bir yastık görevi gören ve aynı zamanda da uygun beyin işlevi için kimyasal stabilitenin sağlanmasına yardımcı bir sıvı olan beyin-omurilik sıvısındaki sodyum konsantrasyonlarına bakıldığında, iki grup arasında belirgin farkların olduğu görüldü. Migren hastalarında, beyin-omurilik sıvısındaki sodyum konsantrasyonlarının kontrol grubuna kıyasla belirgin bir biçimde yüksek olduğu gözlemlendi.
Araştırmacılara göre, bulgular, migren teşhisinin zorluğunu aşmada oldukça işe yarar bir yöntem sağlayabilecek. Öte yandan yapılan bu çalışma, migren ve sodyum arasındaki bağlantıya dair yeni araştırma sorularını da ortaya çıkarıyor. Şimdilik bir keşif çalışması olduğundan kesin konuşmak mümkün olmasa da, migren atağı sırasında ya da ataktan kısa bir süre sonra daha fazla hasta ile yapılacak çalışmalar daha güvenilir sonuçlar ortaya koyacaktır.
Hastalarda görülen atak tiplerinin geniş bir spektrumda oluşu ve ağrının karakteristiklerinden ötürü, teşhis ve tanısı oldukça zorlu olabilmektedir. Nihayetinde de, pek çok migren hastasına tanı konulamamış ve tedavi edilememiştir. Buna karşın, diğer hastalar, daha yaygın olan tansiyon çeşitliliği gibi farklı türde bir baş ağrısı çekseler dahi migren ilaçları ile tedavi edilebiliyorlar. Dolayısıyla migreni, diğer baş ağrısı tiplerinden ayıran bir tanı aracı olması oldukça faydalı olacaktır.
European Radiology'de yayımlanan bir araştırmada, migrenlerin teşhisinde ve anlaşılmasında yardımcı olması için serebral sodyum MRI adı verilen bir manyetik rezonans görüntüleme tekniği üzerine çalışıldı. Normalde manyetik rezonans görüntülemede, görüntü oluşturmak için büyük oranda protonlara dayanılıyor olsa da, görüntülerden veri elde etmede sodyum da bir aracı olarak kullanılabilir. Araştırma, sodyumun beyin kimyasında önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Çalışmada, klinik olarak migren teşhisi konulmuş ortalama 34 yaşındaki 12 kadından; migren ataklarının uzunluğu, ağrı yoğunluğu, atak sıklığı gibi veriler toplandı. Benzer yaş grubundan sağlıklı 12 kadının da kontrol grubu olarak kullanıldığı araştırmada, her iki grupta da, serebral sodyum MRI tekniği kullanıldı ve her iki grubun sodyum konsantrasyonları birbiriyle karşılaştırılarak istatistiksel olarak analiz edildi.
Beyin-Omurilik Sıvısındaki Sodyum Seviyeleri
Elde edilen sonuçlarda, iki grubun, beyindeki gri ve beyaz maddede, beyin sapında ve beyincikte sodyum konsantrasyonları arasında istatistiksel bir fark gözlenmedi. Ancak, beyin ve omuriliği çevreyen ve beyin için adeta bir yastık görevi gören ve aynı zamanda da uygun beyin işlevi için kimyasal stabilitenin sağlanmasına yardımcı bir sıvı olan beyin-omurilik sıvısındaki sodyum konsantrasyonlarına bakıldığında, iki grup arasında belirgin farkların olduğu görüldü. Migren hastalarında, beyin-omurilik sıvısındaki sodyum konsantrasyonlarının kontrol grubuna kıyasla belirgin bir biçimde yüksek olduğu gözlemlendi.
Araştırmacılara göre, bulgular, migren teşhisinin zorluğunu aşmada oldukça işe yarar bir yöntem sağlayabilecek. Öte yandan yapılan bu çalışma, migren ve sodyum arasındaki bağlantıya dair yeni araştırma sorularını da ortaya çıkarıyor. Şimdilik bir keşif çalışması olduğundan kesin konuşmak mümkün olmasa da, migren atağı sırasında ya da ataktan kısa bir süre sonra daha fazla hasta ile yapılacak çalışmalar daha güvenilir sonuçlar ortaya koyacaktır.
Kaynak ve İleri Okuma
- Cerebral sodium (23Na) magnetic resonance imaging in patients with migraine — a case-control study";
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
18 Mart 2017
Otizmin Erken Teşhisini Mümkün Kılan Biyoişaretler
02 Kasım 2015
Bazı Nadir Görülen Hastalıkların Teşhisi Üzerine
04 Temmuz 2015
Koklama Modeli ile Otizm Tespiti Yapılabiliyor
01 Ekim 2015
'Elektronik Burun' Sensörü ile Kanseri Koklamak
23 Şubat 2015
Hızlı Ebola Testi Artık Kullanılabilir
15 Şubat 2015
Çığır Açan, Nefesle Akciğer Kanseri Teşhisi
28 Aralık 2014
Daha Ucuz Kan ve Bakteri Testi İçin: Balonlu Naylon
03 Ağustos 2015
Pankreas Kanseri Erken Tanısına Doğru