Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen/Yazar
Genetics dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre; Neandertal genomu, bu insanımsıları modern insanlara kıyasla %40 daha az üreyebilir ve genlerini sonraki nesillere aktarabilir hale getiren zararlı mutasyonları barındırıyordu. Afrika’da yaşamayan insanlar da, bu genetik mirası Neandertaller ile melezlendikten sonra taşımaya başladılar fakat nesiller sonra bu zararlı mutasyonların büyük çoğunluğu kayboldu. Araştırmacılara göre; her ne kadar bu zararlı mutasyonların büyük çoğunluğu yok olsa da, bir kısmı hala Afrika dışında yaşayan insanlarda mevcut ve üreme kapasitelerini etkiliyor.
Araştırmacılardan birisi olan Stanford University’den Kelley Harris’in belirttiğine göre;
‘’Genetik açısından Neandertaller oldukça etkileyiciler; çünkü Neandertaller, iki insan grubunun birbirlerinden ayrılıp uzunca bir süre birbirlerinden bağımsız evrimleşmeleri sırasında ve yeniden bu insan grupları birleştikten sonra ne olduğunun araştırılması açısından büyük öneme sahipler.’’
Neandertal kalıntılarından çıkartılan DNA örnekleri üzerine yapılan daha önceki araştırmalar, bu Avrasyalı insanımsıların modern insanlara kıyasla daha az genetik çeşitliliğe sahip olduklarını ve popülasyonlarının içerisinde akraba evliliklerinin oldukça yaygın olduğunu açığa çıkarmıştı. Binlerce yıl boyunca Neandertal popülasyonu görece küçük kalmış ve Neandertaller yakın akrabaları ile çiftleşmek durumunda kalmışlardı.
50.000 ila 100.000 yıl önce ise, anatomik olarak modern insanlar olarak adlandırabileceğimiz insanlar Afrika’dan ayrıldılar ve Neandertallerin anavatanlarına, Avrupa’ya, göç ettiler. Avrupa’da bu iki grup melezlendi ve daha önceden taşıdıkları genomları da birbirlerine karıştı. Fakat şimdi Afrika’da yaşamayan insanların genomunda, Neandertal izlerine oldukça küçük oranda rastladığımızı düşünürseniz, bu karışımda bir eşitsizlik var gibi görünüyor. Neandertal genomu, insan genomunun belirli bölgelerinde yoğunlaşmış durumda fakat diğer bölgelerde Neandertal genomuna rastlanmıyor.
Harris’in belirttiğine göre; genetikçilerin bu gibi rastgele olmayan düzenlere rastladığı zamanlarda, bunun arkasındaki evrimsel süreci gözden geçirmek gerekiyor.
Araştırmacıların önermesine göre bu durumun arkasındaki evrimsel güç: doğal seçilim. Neandertallerin de içinde yaşadıkları popülasyonlar gibi küçük popülasyonlarda, doğal seçilimin etkisi azdır. Bu durum zararlı mutasyonların nesiller boyunca yok olmasının önüne geçer ve kalıcı olmasını sağlar. Fakat böylesi zararlı mutasyonlar modern insanların içinde yaşadıkları gibi daha büyük popülasyonlara geçtiğinde, doğal seçilimin eleğinden geçerler ve nihayetinde yok olurlar.
Doğal seçilimin bu etkisini ölçebilmek için bilim insanları, Neandertal evrimi süresince mutasyon birikiminin benzeştirildiği bilgisayar programları kullandılar; ve insanların, Neandertal genetik değişkenlerinin akınından nasıl etkilendiği yönünde değerlendirmelerde bulundular. Bilim insanları bu simülasyonlara; mutasyon oranlarını, genom özelliklerinı ve insanımsıların popülasyon dinamiklerini dahil ettiler.
Bulgulara göre; Neandertaller hafif fakat zararlı etkileri olan birçok mutasyonu barındırıyorlardı. Bu zayıf mutasyonların kombine edilmiş etkileri ise, Neandertalleri modern insanlara kıyasla en az %40 oranında daha az üremeye elverişli hale getiriyordu.
Günümüzde Afrika’da yaşamayan insanların genomlarının yaklaşık %2’sini Neandertal dizileri oluşturuyor. Fakat araştırmacılara göre, melezlenme sırasında Afrika’dan Avrupa’ya göç etmiş modern insanların genomlarının %10’una kadarı Neandertal dizilerinden oluşuyordu. Çünkü o zamanlarda modern insanların sayısı yaklaşık olarak Neandertallerin 10 katıydı; fakat bu rakam iki grubun tek bir popülasyon gibi davranıp rastgele çiftleştikleri görüşünü temel alıyor. Son zamanlardaki DNA kanıtları da, Avrasyalı genomundaki Neandertal katkısının geçmişte daha yüksek olduğunu doğruluyor.
Neandertal atalarımız tarafından bize miras kalan zararlı mutasyonlar birkaç nesil sonra çoğunlukla kaybolmuş olsa da, küçük bir bölümü bugün yaşayan insanlarda hala bulunuyor olabilir. Araştırmacılara göre; Afrika’da yaşamayan insanlar, tarihsel olarak, üremeye %1 daha az uygunlar ve bu durum da Neandertal atalarımızın bize mirası. Tabii ki Neandertallerin bize faydalı olduğu düşünülen mirasları da var; bağışıklık sistemi ile ilişkili genler ve deri rengi gibi.
Kaynak: Kelley Harris, Rasmus Nielsen, The Genetic Cost of Neanderthal Introgression, GENETICS June 1, 2016 vol. 203 no. 2 881-891; DOI: 10.1534/genetics.116.186890
Araştırmacılardan birisi olan Stanford University’den Kelley Harris’in belirttiğine göre;
‘’Genetik açısından Neandertaller oldukça etkileyiciler; çünkü Neandertaller, iki insan grubunun birbirlerinden ayrılıp uzunca bir süre birbirlerinden bağımsız evrimleşmeleri sırasında ve yeniden bu insan grupları birleştikten sonra ne olduğunun araştırılması açısından büyük öneme sahipler.’’
Neandertal kalıntılarından çıkartılan DNA örnekleri üzerine yapılan daha önceki araştırmalar, bu Avrasyalı insanımsıların modern insanlara kıyasla daha az genetik çeşitliliğe sahip olduklarını ve popülasyonlarının içerisinde akraba evliliklerinin oldukça yaygın olduğunu açığa çıkarmıştı. Binlerce yıl boyunca Neandertal popülasyonu görece küçük kalmış ve Neandertaller yakın akrabaları ile çiftleşmek durumunda kalmışlardı.
50.000 ila 100.000 yıl önce ise, anatomik olarak modern insanlar olarak adlandırabileceğimiz insanlar Afrika’dan ayrıldılar ve Neandertallerin anavatanlarına, Avrupa’ya, göç ettiler. Avrupa’da bu iki grup melezlendi ve daha önceden taşıdıkları genomları da birbirlerine karıştı. Fakat şimdi Afrika’da yaşamayan insanların genomunda, Neandertal izlerine oldukça küçük oranda rastladığımızı düşünürseniz, bu karışımda bir eşitsizlik var gibi görünüyor. Neandertal genomu, insan genomunun belirli bölgelerinde yoğunlaşmış durumda fakat diğer bölgelerde Neandertal genomuna rastlanmıyor.
Harris’in belirttiğine göre; genetikçilerin bu gibi rastgele olmayan düzenlere rastladığı zamanlarda, bunun arkasındaki evrimsel süreci gözden geçirmek gerekiyor.
Araştırmacıların önermesine göre bu durumun arkasındaki evrimsel güç: doğal seçilim. Neandertallerin de içinde yaşadıkları popülasyonlar gibi küçük popülasyonlarda, doğal seçilimin etkisi azdır. Bu durum zararlı mutasyonların nesiller boyunca yok olmasının önüne geçer ve kalıcı olmasını sağlar. Fakat böylesi zararlı mutasyonlar modern insanların içinde yaşadıkları gibi daha büyük popülasyonlara geçtiğinde, doğal seçilimin eleğinden geçerler ve nihayetinde yok olurlar.
Doğal seçilimin bu etkisini ölçebilmek için bilim insanları, Neandertal evrimi süresince mutasyon birikiminin benzeştirildiği bilgisayar programları kullandılar; ve insanların, Neandertal genetik değişkenlerinin akınından nasıl etkilendiği yönünde değerlendirmelerde bulundular. Bilim insanları bu simülasyonlara; mutasyon oranlarını, genom özelliklerinı ve insanımsıların popülasyon dinamiklerini dahil ettiler.
Bulgulara göre; Neandertaller hafif fakat zararlı etkileri olan birçok mutasyonu barındırıyorlardı. Bu zayıf mutasyonların kombine edilmiş etkileri ise, Neandertalleri modern insanlara kıyasla en az %40 oranında daha az üremeye elverişli hale getiriyordu.
Günümüzde Afrika’da yaşamayan insanların genomlarının yaklaşık %2’sini Neandertal dizileri oluşturuyor. Fakat araştırmacılara göre, melezlenme sırasında Afrika’dan Avrupa’ya göç etmiş modern insanların genomlarının %10’una kadarı Neandertal dizilerinden oluşuyordu. Çünkü o zamanlarda modern insanların sayısı yaklaşık olarak Neandertallerin 10 katıydı; fakat bu rakam iki grubun tek bir popülasyon gibi davranıp rastgele çiftleştikleri görüşünü temel alıyor. Son zamanlardaki DNA kanıtları da, Avrasyalı genomundaki Neandertal katkısının geçmişte daha yüksek olduğunu doğruluyor.
Neandertal atalarımız tarafından bize miras kalan zararlı mutasyonlar birkaç nesil sonra çoğunlukla kaybolmuş olsa da, küçük bir bölümü bugün yaşayan insanlarda hala bulunuyor olabilir. Araştırmacılara göre; Afrika’da yaşamayan insanlar, tarihsel olarak, üremeye %1 daha az uygunlar ve bu durum da Neandertal atalarımızın bize mirası. Tabii ki Neandertallerin bize faydalı olduğu düşünülen mirasları da var; bağışıklık sistemi ile ilişkili genler ve deri rengi gibi.
Kaynak: Kelley Harris, Rasmus Nielsen, The Genetic Cost of Neanderthal Introgression, GENETICS June 1, 2016 vol. 203 no. 2 881-891; DOI: 10.1534/genetics.116.186890
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
04 Ağustos 2018
FOXP2 Geni İnsanın Dil Yeteneğinin Belirleyicisi mi?
17 Ocak 2015
Neandertal yapımı kemik aletler
03 Kasım 2019
Neandertal Dönemine Ait Kartal Pençesinden Takı
07 Aralık 2015
Neandertal ve İnsan Yüz Gelişimindeki Fark
25 Ekim 2017
Şanidar-1 Neandertali İşitme Kaybı ile Nasıl Yaşadı?
02 Eylül 2017
Neandertaller İlk Yapıştırıcı Maddeyi Nasıl Yaptı?