Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Rochester Institute of Technology'de elde edilen bulgular, sarmal gökadaların dış çeperlerinde, sınırlarında veya başka bir deyişle eteklerinin uçlarında dev kütleli kara deliklerin olduğuna dair ekstra deliller olarak değerledirildi. Her zaman gökbilim araştırmalarının konusu olan bu gökada bölgeleri, dev kütleler çarpıştığında ortaya çıkan kütleçekim dalgalarının gözlemlenebileceği yeni yerler olarak düşünülüyor.

Araştırma, görülebilir izgede (spektrumda) olan öncüllerinin üzerinden kara deliklerin geçmişine de bir göz atma şansı yaratıyor. Bu da ölmekte olan yıldızların çöken çekirdeklerini yani süpernovayı izlemek anlamına geliyor. Bu dev kütleli yıldızların yavaş yavaş ölmeleri sırasında, çok parlak imza niteliğinde elektromanyetik izgede yayılım gerçekleşiyor ve bu evrimin sonunda da kara delikler oluşuyor.

Yakın çevremizdeki gökadaları gözlememizi sağlayan Lick Observatory Supernova Search olarak bilinen gözlemevinden yapılan gözlemlerde, araştırmacılar sarmal gökadaların dış kollarındaki, cüce veya uydu gökada olarak bilinen yıldız patlamalarına ev sahipliği yapan gökadalardaki süpernova oranını karşılaştırdı. Oranın yaklaşık bin yılda yalnızca iki süpernovaya denk geldiği tespit edildi.

Astrophysical Journal Letters dergisinde yayımlanan makalede, hidrojen ve helyumdan daha ağır olan ve cüce/uydu gökadalarda bulunan element oranının düşüklüğünün, dev kütleli kara deliklerin ve bu kara deliklerden oluşan ikili sistemlerin oluşumu için ideal ortamı yarattığı belirtildi.

Benzer bir galaktik çevre, sarmal gökadaların dış disklerinde de bulunuyor ve bu da araştırmacıları dev kara delik avlanabilecek alan olarak bu son sarmallara bakmaya itiyor.

Araştırmacılar LIGO (İng. Laser Interferometer Gravitational-wave Observatory) tarafından gözlemlenen çekirdek çökelmesi ile oluşan süpernovaların, yine gözlemlenen ikili kara deliklerin ataları olduğu varsayılırsa, artık kara deliklere ev sahipliği yapan gökadalar ve bölgelerini anlamak için bu çalışma geçerli bir yol bulunmuş olacağını öne sürüyorlar.

Sözü geçen kara deliklerin yaşamların erken fazlarında elektromanyetik karşılığı olduğundan, araştırmacılar aynı zamanda gökte tam olarak izlenebilecekleri yerleri tespit edebileceklerini de belirtiyorlar.

Araştırmanın bulguları, 2017'de bu çalışmanın öncülü olarak sayılabilecek çalışma ile de tutarlı görünüyor. Özellikle de sarmal gökadaların dış sarmallarındaki gözlem oranının LIGO tespit oranları ile uyuşması, hem düşük ağır element oranının olduğu yerlerde hem de cüce gökadalarda bulunması dolayısıyla dev kara deliklerin tespitinin bundan sonra daha kolay yapılabileceğini gözler önüne seriyor.

Araştırmacılara göre, bu iki destekleyici bilgi sayesinde artık gökadasal ekosistemde aradığımızı daha kolay bulabileceğiz ve hatta bazen sadece kara deliklerden çok önce ortaya çıkmış olan elektromanyetik yayılım karşılıklarını tespit etmek yeterli olabilecek.
Kaynak ve İleri Okuma
  • Sukanya Chakrabarti, Brennan Dell, Or Graur, Alexei Filippenko, Benjamin Lewis, Christopher McKee. The supernova rate beyond the optical radius. Astrophysical Journal Letters, 2018 http://export.arxiv.org/abs/1807.07585
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir