Samanyolu, Dünya Benzeri Milyarlarca Gezegene Sahip
University of British Columbia gökbilimcilerinin yeni hesaplarına göre, Samanyolu galaksimizdeki yaklaşık her beş Güneş-benzeri yıldız sisteminde, bir adet Dünya benzeri gezegen...
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Başlık her ne kadar heyecan verici ve bir o kadarda hayrete düşürücü ise de, bunu daha derin biçimde anlayabilmek için Dünya benzeri gezegen ile ve hatta Güneş benzeri yıldızlar ile neyi anlatmaya çalıştığımızı anlamamız gerekir. Bir gezegene Dünya benzeri diyebilmemiz için gezegen taşsı, görece Dünya boyutlarında ve Güneş benzeri bir yıldızın yörüngesinde tur atıyor olmalı diyebiliriz.
Güneş benzeri bir yıldız derken de, G-tipi yıldızları kastediyoruz. Bu isimlendirme Morgan-Keenan Yıldız Sınıflandırma sistemi ile yıldızların spektral özelliklerine göre atfedilen bir koddur. Güneş'imiz, sıcaktan soğuğa doğru O, B, A, F, G, K ve M olarak sınıflandırılan yıldızların FGK yani görece soğuk bir alt grubuna mensuptur. Bu harf kodlarını ise yine soğuktan sıcağa doğru 9'dan 0'a kadar rakamlar takip eder. F tipi ve K tipi bir takım yıldızlara da, başka özellikleri (kompozisyonu, çekirdeği, konumu, radyasyonu, elektromanyetik alanı vs.) dolayısıyla Güneş-benzeri sıfatı uygun düşebilmektedir. Aşağıda bahsedeceğim çalışmada da bu nedenler ile yeni hesaplama metoduna F, G ve K tipi yıldızlar katılmıştır.
Elbette Güneş benzeri olmak için başka yıldız sınıflandırmaları da dikkate alınmaktadır. G2V tipi olan Güneş'imizin kodlamasının ilk iki karakteri yukarıda basitçe açıklanmıştır. Ancak bir de 'V' (Roma rakamı ile beş) ile Yerkes sınıflandırmasına (Hertzsuprung-Russell Diyagramı) göre Güneş'imizin bir anakol grubu mensubu yıldız (İng. main-sequence star) olduğunu biliyoruz. İşte çok genel hatları ile, Dünya benzeri bir gezegeni Güneş benzeri bit yıldızın yörüngesinde ararken bu hususlara dikkat ediyoruz.
Tabii ki bu noktada, ilgili gezegenin bir de yıldızının etrafında yaşam zonu içinde bulunuyor olmasına vurgu yapmak gerekir. Eliptik bir yörüngenin uzaklıklarının bu alan dahilinde bulunması o gezegenin mevcut hesapta, Dünya benzeri olarak nitelendirilmesinin ön şartı olacaktır. Ancak bu yaşam zonu kavramı çok büyük oranda, gezegenin yüzeyinde ve/veya muhtevasında sıvı su bulundurmasına izin verecek değerlere sahip olması ve böylelikle içinde bizim anladığımız hali ile yaşamın gelişmesine izin veriyor olması üzerinden tanımlanmıştır.
University of British Columbia gökbilimcileri Michelle Kunimoto ve Jaymie M. Matthews'un The Astronomical Journal'da yayımlanan çalışmalarında yapılan yeni varsayımsal hesaplamalar her G tipi yıldızın 0.18 Dünya-benzeri gezegene ev sahipliği yaptığına işaret ediyor. Çalışmanın başyazarı Kunimoto'ya göre, farklı tipte gezegenlerin yaygınlık oranının tespitinin gezegen oluşumu ile ilgili ve evrimin başlangıcı ile ilgili teorileri geliştirmede çok faydalı olacak ve elbette önümüzdeki süreçte ötegezegen arayışımızı optimize etmemizi sağlayacak.
Galaksimiz, yüzde 7'si G-tipi yıldız olan 400 milyar yıldıza sahip. Yani 28 milyar Güneş benzeri gezegenin sisteminde 0.18 oranla Dünya-benzeri bir gezegen bulabileceksek, bu 5 milyarın üzerinde Dünya benzeri gezegenin potansiyel varlığına işaret eder. Daha önceki çalışmalar ve hesaplar ile karşılaştırılacak olursa, 0.02 ila 1'in üzerinde olan bu değerler için oldukça tutarlı ve gerçekçi bir aralıkta olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte, ötegezegen ve Dünya tipi gezegen arayışlarında gözden kaçırma ihtimalimiz de çok yüksek. Çünkü büyük ve yıldızına çok yakın bir yörüngede turlayan bir gezegen aramıyoruz.
İleri modelleme (İng. forward modelling) kullanan araştırmacılar bu hesapsal sorunların üstesinden bu şekilde gelmeye çalıştı. Kepler Misyonu dahilinde araştırılan ve gözlemlenen yıldızların etrafındaki gezegenlerin tüm popülasyonunu simülasyona alan Kunimoto, her gezegeni kendi hesaplama algoritmasının bulabilme ihtimaline göre tespit edildi veya edilemedi diyerek işaretledi. Bunu da, biliyor oldukları gezegen listesi ile karşılaştırıp simülasyonun ne oranda gerçeğe yakın bir eşleştirme yaptığını ölçmek için kullandı. Yani ne kadar yakın bir eşlenme olursa, o yıldız için belirlenen gezegenlerin ilgili yıldızın yörüngesinde olduğu belirlenebilmiş olacaktı.
Kunimoto, NASA'nın Kepler Misyonu dahilinde incelenen 200.000 yıldıza ait arşivlenmiş verisini incelemiş, 17 gezegen keşfetmiş ve bunlara ek olarak bilinen binlerce gezegenin de bilgilerini ve verilerini derlemiştir.
Güneş benzeri bir yıldız derken de, G-tipi yıldızları kastediyoruz. Bu isimlendirme Morgan-Keenan Yıldız Sınıflandırma sistemi ile yıldızların spektral özelliklerine göre atfedilen bir koddur. Güneş'imiz, sıcaktan soğuğa doğru O, B, A, F, G, K ve M olarak sınıflandırılan yıldızların FGK yani görece soğuk bir alt grubuna mensuptur. Bu harf kodlarını ise yine soğuktan sıcağa doğru 9'dan 0'a kadar rakamlar takip eder. F tipi ve K tipi bir takım yıldızlara da, başka özellikleri (kompozisyonu, çekirdeği, konumu, radyasyonu, elektromanyetik alanı vs.) dolayısıyla Güneş-benzeri sıfatı uygun düşebilmektedir. Aşağıda bahsedeceğim çalışmada da bu nedenler ile yeni hesaplama metoduna F, G ve K tipi yıldızlar katılmıştır.
Elbette Güneş benzeri olmak için başka yıldız sınıflandırmaları da dikkate alınmaktadır. G2V tipi olan Güneş'imizin kodlamasının ilk iki karakteri yukarıda basitçe açıklanmıştır. Ancak bir de 'V' (Roma rakamı ile beş) ile Yerkes sınıflandırmasına (Hertzsuprung-Russell Diyagramı) göre Güneş'imizin bir anakol grubu mensubu yıldız (İng. main-sequence star) olduğunu biliyoruz. İşte çok genel hatları ile, Dünya benzeri bir gezegeni Güneş benzeri bit yıldızın yörüngesinde ararken bu hususlara dikkat ediyoruz.
Tabii ki bu noktada, ilgili gezegenin bir de yıldızının etrafında yaşam zonu içinde bulunuyor olmasına vurgu yapmak gerekir. Eliptik bir yörüngenin uzaklıklarının bu alan dahilinde bulunması o gezegenin mevcut hesapta, Dünya benzeri olarak nitelendirilmesinin ön şartı olacaktır. Ancak bu yaşam zonu kavramı çok büyük oranda, gezegenin yüzeyinde ve/veya muhtevasında sıvı su bulundurmasına izin verecek değerlere sahip olması ve böylelikle içinde bizim anladığımız hali ile yaşamın gelişmesine izin veriyor olması üzerinden tanımlanmıştır.
University of British Columbia gökbilimcileri Michelle Kunimoto ve Jaymie M. Matthews'un The Astronomical Journal'da yayımlanan çalışmalarında yapılan yeni varsayımsal hesaplamalar her G tipi yıldızın 0.18 Dünya-benzeri gezegene ev sahipliği yaptığına işaret ediyor. Çalışmanın başyazarı Kunimoto'ya göre, farklı tipte gezegenlerin yaygınlık oranının tespitinin gezegen oluşumu ile ilgili ve evrimin başlangıcı ile ilgili teorileri geliştirmede çok faydalı olacak ve elbette önümüzdeki süreçte ötegezegen arayışımızı optimize etmemizi sağlayacak.
Galaksimiz, yüzde 7'si G-tipi yıldız olan 400 milyar yıldıza sahip. Yani 28 milyar Güneş benzeri gezegenin sisteminde 0.18 oranla Dünya-benzeri bir gezegen bulabileceksek, bu 5 milyarın üzerinde Dünya benzeri gezegenin potansiyel varlığına işaret eder. Daha önceki çalışmalar ve hesaplar ile karşılaştırılacak olursa, 0.02 ila 1'in üzerinde olan bu değerler için oldukça tutarlı ve gerçekçi bir aralıkta olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte, ötegezegen ve Dünya tipi gezegen arayışlarında gözden kaçırma ihtimalimiz de çok yüksek. Çünkü büyük ve yıldızına çok yakın bir yörüngede turlayan bir gezegen aramıyoruz.
İleri modelleme (İng. forward modelling) kullanan araştırmacılar bu hesapsal sorunların üstesinden bu şekilde gelmeye çalıştı. Kepler Misyonu dahilinde araştırılan ve gözlemlenen yıldızların etrafındaki gezegenlerin tüm popülasyonunu simülasyona alan Kunimoto, her gezegeni kendi hesaplama algoritmasının bulabilme ihtimaline göre tespit edildi veya edilemedi diyerek işaretledi. Bunu da, biliyor oldukları gezegen listesi ile karşılaştırıp simülasyonun ne oranda gerçeğe yakın bir eşleştirme yaptığını ölçmek için kullandı. Yani ne kadar yakın bir eşlenme olursa, o yıldız için belirlenen gezegenlerin ilgili yıldızın yörüngesinde olduğu belirlenebilmiş olacaktı.
Kunimoto, NASA'nın Kepler Misyonu dahilinde incelenen 200.000 yıldıza ait arşivlenmiş verisini incelemiş, 17 gezegen keşfetmiş ve bunlara ek olarak bilinen binlerce gezegenin de bilgilerini ve verilerini derlemiştir.
Kaynak ve İleri Okuma
- Michelle Kunimoto, Jaymie M. Matthews. Searching the Entirety of Kepler Data. II. Occurrence Rate Estimates for FGK Stars. The Astronomical Journal, 2020; 159 (6): 248; https://iopscience.iop.org/article/10.3847/1538-3881/ab88b0
- Chris Balma; As many as six billion Earth-like planets in our galaxy, according to new estimates ; UBC Science; 2020, 16 Haziran; https://science.ubc.ca/news/many-six-billion-earth-planets-our-galaxy-according-new-estimates
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
19 Aralık 2020
Güneş Sistemi İçinde Yeni Bir Asteroid Güzergâhı Keşfedildi
19 Aralık 2020
Güneş Sistemi İçinde Yeni Bir Asteroid Güzergâhı Keşfedildi
30 Eylül 2019
Gezegen Dokuz, İlkel Bir Kara Delik Olabilir
09 Ekim 2019
2019 Nobel Fizik Ödülü
06 Haziran 2020
'Fermi Bubbles': Kökeni ve Niceliği
01 Mayıs 2020
Evren Nasıl Bugünkü Yapısına Ulaştı?
21 Ekim 2015
Aile Sıcaklığı Çocukların İyi Oluşları için Temeldir