Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Araştırmacılar Temmuz 2016`da yarıçapı yalnızca 700 kilometre olan cüce bir gezegenin de devasa bir eliptik yörüngede bizim Güneş sistemimiz dahilinde dönmekte olduğunu fark ettikleri bir cüce gezegeni keşfettiler. Güneş sisteminin en uzak noktalarına kadar giden bu cüceye 2015 RR245 adı verildi. Bu tip ekstrem yörüngeleri de bünyesinde bulunduran Samanyolu gökadası yeni bir araştırmaya göre, kendi ağırlığı yüzünden bükülmüş bir yapıya sahip olabilir.

Bizim küçük Samanyolu gökadamızın da dahil olduğu birçok disk gökada, merkezinde bir şişlik (argoda sivilce veya kabartı anlamlarında da kullanılmaktadır) bulundurmaktadır. Bu şişlik veya kabartı yapıları, dairesel yıldız yörüngelerinin uzamaya ve eliptik bir yapı kazanmaya başlaması yüzünden, merkezden geçen ve disk yapısının dışına doğru titreşimler oluşturan bir yıldızlar kümesi oluşması dolayısıyla oluşmuş olabilir. Bu tip bir kombine etki, etkiden hemen önce düzlemsel bir yapıya sahip olan bir gökadanın devasa baskının altında bükülmesine veya bükülmüş görünmesine sebep olabilmektedir.

Ancak bu noktada bir problem var, henüz böyle bir bükülmeyi olurken gözlemlemedik. Süreç yapılan hesapsal tahminlere göre birkaç yüz milyon yıl sürüyor ve doğal olarak gerçekleşirken gözlemleyememiş olmamız bir sürpriz değil. Ne var ki, bu eksiklik teorinin doğrulanmasını çok da zorlaştırmıyor.

Almanya Garching'deki Max Planck Institute for Extraterrestrial Physics'den Peter Erwin; tüm olayın başta sona gerçekleşmesini beklemenin bir miktar sıkıcı olabileceğini belirtiyor ve Preston, İngiltere'deki University of Central Lancashire'dan Victor Debattista ile birlikte tespit ettikleri henüz bükülme evresinin ortalarında olan iki farklı gökadayı gözlemlemiş olmalarına dayanarak; Samanyolu gökadasının milyarlarca yıl önce bu gökadalara benzer bir görüntüye sahip olduğunu ekliyor.

Kozmik Fötr


Bir anlamda bükülme sürecinin benzeşimini gösteren simülasyonlar üzerinde inceleme yapan araştırmacılar farklı açılardan ve zamandaki farklı noktalardan görüntülerini alarak bu simülasyon gökadaların bükülme sürecinin ortalarında ve pek de tanıdık olmayan asimetrik yapılara sahip oldukları sonucuna vardı. Gökadalar 45 derecelik açı ile bükülmüş oldukça geniş siperli fötr şapkaları andırıyordu.
Akabinde gerçek evreni gözlemleyen araştırmacılar NGC 4569 ve NGC 3227 adlı benzer şekillerdeki iki gökadayı keşfetti. Erwin keşiflerin üzerine, 'bu tip bir asimetrik görüntünün oluşması için bükülme veya benzeri bir fiziksel sürecin sürmekte olması gerektiğini' belirtti.

Bu galaktik kabartılara dair alternatif bir açıklamanın da daha basitçe aşamalı biçimde oluşmuş olma durumu olabileceği belirtildi. Ancak yapılan hesaplar, böyle aşamalı bir kabartı formasyonunun bir biçimde simetrik olarak devam edeceği ve fötr şapka-benzeri bir yapının asla oluşamayacağını gösteriyor.

Erwin'e göre, iki süreç de evrenin içinde bir yerlerde gerçekleşmiş olabilir. Birinin gerçekleşiyor olması diğerinin de şartların uygun olduğu başka bir gökadada gerçeklemeyeceği anlamına gelmiyor. Araştırmacı ikilinin yaptığı diğer hesap ve gözlemler ise yaklaşık 7 milyar yıl önceki evrende tüm gökadaların yaklaşık yüzde 40'ının bükülme sürecinin ortasında olması gerektiğini gösteriyor. Yakın gelecekte, gittikçe daha iyi tanınmaya başlayan bu yapılardan daha fazla örneğin gözlemlenebileceği ve daha net cevapların elde edilebileceği düşünülüyor.




Kaynak : NewScientist Website, Jacob Aron, Milky Way’s bulge may have been formed by the galaxy buckling, 13 Temmuz 2016,  https://www.newscientist.com/article/2097181-milky-ways-bulge-may-have-been-formed-by-the-galaxy-buckling

Makale Referans : arxiv.org/abs/1607.01290




Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir