Savaş, bir dizi fiziksel davranış olduğu kadar soyut ve etraflıca düşünmeyi de içeren bir zihin halidir.

İskeletler, evrensel olarak ölümün sembolleri olarak kabul edilir ancak yeni ölmüş bir hayvanı kemikli bir iskelete dönüştürme süreci aslında bir yaşam patlamasına dayanır.

Physical Review Letters'da yayımlanan yeni bir çalışma ile yıldız ölümlerinin neden ve nasıl gerçekleştiğine dair ipuçları elde edildi.

Scientific Reports'ta yayımlanan araştırmada, akıllı kuşlar, zekâyı ölçmek için tasarlanmış çeşitli görevlerde şempanzeler ve orangutanlar kadar iyi performans gösterdi.

Hastalığın seyri, çok az uyku uyumaktan hiç uyumamaya kadar giden bir uyku bozukluğu şeklindedir ve sonunda da ölüm kaçınılmazdır.

mRNA, oldukça kırılgandır ve doğrudan vücuda enjekte edilirse doğal enzimlerimiz tarafından parçalara ayrılır. Düşük sıcaklıklarda saklanmasının sebebi de budur.

Kanserlerin ileri fazlara gitme riskinin insanlarda yüksek olmasının evrimsel bir nedeni olduğu ve temel sorumlunun Siglec-12 proteini olabileceği tespit edildi.

Neuron'da yayımlanan araştırma, kendisini müziksel anlamda engelli olarak tanımlayan Monica isimli kadın bir gönüllü ile gerçekleştirildi.

CRISPR/Cas9 sistemi ile moleküler makaslar yaratıp metastatik kanser hücrelerini yok etmenin mümkün olduğu gösterildi.

Nature Neuroscience'da yayımlanan araştırmada, başkalarından tamamen izole bir gün geçiren insanların beyinlerinin, sosyalleşebilecekleri bir toplantıyı gördüklerinde; aç bir insanın beyninin yiyecekleri gördüğündeki gibi bir aktifleşme gösterdiği ortaya koyuldu.

Her ne kadar 2020 yılı ile ilgili olmasa da; "Yok artık, bu da mı?" dedirten haberlerin sayısı arttıkça birçok insanın aklına şu soru geliyor: Türümüz yok olacak mı?

"İnsan... Ne yaman bir yapı insan! Akıl gücüyle ne soylu bir varlık! Düşünme yetenekleri ne sonsuz! Duruşu, kımıldanışı ne anlamlı, ne güzel!"