Bazı bulgular zaman içinde hastalıkla ilgili teşhis yöntemlerimizi, bilinen olası semptomları ve hatta bir takım önlemleri değiştirmemize bile neden oldu.

Diyelim ki; COVID-19'a yakalandık ve iyileştik. Artık hastalığa karşı bağışıklık geliştirdiğimizi söyleyebilir miyiz, yoksa tekrar yakalanmamız olası mıdır?

Journal of Travel Medicine’da yayımlanan bir çalışma ileri yaştaki bireylerin neden şiddetli akciğer semptomları gösterdiğine bir miktar ışık tutuyor.

Birden fazla ülkede pek çok kurum, bilim insanları arasında SARS-CoV-2 olarak bilinen koronavirüsün bu yeni türüne yönelik aşı geliştirme çalışması sürdürüyor.

Bazı "aşırı" heyecanlı haber kanalları ve bazı sosyal medya hesapları anektodsal raporlardan çok daha fazlasını önerecek kadar sorumsuz davranabilmektedir.

Sosyal medya ve Whatsapp gruplarında dolaşan "Bir arkadaşımın arkadaşının X hastanesindeki teyzesi" gibi spekülatif haberler, doğru bilgilere kıyasla çok daha hızlı yayılabilmektedir.

Serinin bu bölümünde, güncel araştırma verlerine dayanarak düşmanımızı biraz daha detaylarıyla ele aldık.

Virüsün, canlı hücrelere enfekte olmadan önce hangi yüzeyde ne kadar süre boyunca hayatta kalabildiği, yüzeyin özelliklerine ve virüsün türüne göre değişkenlik gösterir.

Hangi hayvan türünde ortaya çıktı? Yarasa, pangolin, peki ya diğer hayvanlar? Nereden geldi? Bir mağaradan mı yoksa ormandan mı?

Virüsün kaynağına dair pek çok spekülasyon ortaya atılırken, komplo teorilerinden birisi de virüsün bir laboratuvarda üretildiğini iddia ediyordu.

Bazı kaynaklar, havaların giderek ısınmasıyla birlikte COVID-19 hastalığının yayılmasının yavaşlayacağını hatta duracağını iddia ediyor. Peki bu iddialar gerçek mi?

Bu yayınımızda mevcut araştırmalar ışığında SARS-CoV-2 virüsünün genel yapısını, konak canlının hücrelerine nasıl bağlandığını ve virüsle ilgili bilinenleri ele aldık.