Uluslararası bir yayın olan Stem Cells dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, yöntem ile nakil tedavisi görmüş hastaları için yeni terapi metotları geliştirilebilecek.

University of Adelaide Tıp Fakültesi'nde doktora öğrencisi olan Kisha Sivanathan araştırma ile ilgili gelişmenin kök hücre tedavileri için çok büyük bir önem taşıdığını, bu gelişme ile araştırmalara yeni bir boyut kazandırılacağını söyledi.

Yetişkin mezenkimal kök hücreler * kemik iliği de dahil olmak üzere bir çok vücut dokusundan elde edilebilir, ve tüm Dünya'da bilimcileri heyecanlandıran özelliklere sahip kök hücrelerdir. Çabuk üremeleri ve hızla sayılarının artmasının yanı sıra tedavilerde kullanılmalarını sağlayacak terapötik özellikleri ile uzun zamandır araştırmaların merkezinde bulunmaya devam eden bu kök hücreler, bir çok iltihaplı, yanmalı hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak araştırmacılar her zaman bir kök hücrenin, dönüşebileceği hücre çeşidi sayısını artırmayı ve/veya hücrenin gelişim ve etkileşim potansiyelini (potency) artırmayı hedefler.

Araştırma ekibi, mezenkimal kök hücreler ile IL-17'nin (interlökin -17)  etkileşimini araştıran ilk ekip olarak anılıyor. İnterlökin ailesinden bir protein olan  IL-17; özellikle doku, organ naklinin reddedilmesi durumlarında vücutta ortaya çıkan yüksek yanma, iltihap (inflamasyon) süreçlerinde kendiliğinden ortaya çıkan güçlü ve doğal bir proteindir.

Araştırmada IL-17'li ortamda yetiştirilen mezenkimal kök hücrelerin, diğerlerine oranla iki kat daha hızlı çoğaldıkları ve vücudun bağışıklık tepkilerini düzenlemede çok daha verimli oldukları gözlemlendi.

Kök hücre terapisi, nakil tedavisi uygulanmış hastalar için büyük bir umut kaynağı olarak görülüyor ve IL-17'li kök hücrelerin çok daha etkili, nakledilen organ doku veya parçanın reddedilmesi gibi durumlarda ortaya çıkan inflamasyonun engellenmesinde ve bu red sürecinin kontrol altına alınmasında çok daha verimli olacağı kolayca kestirilebiliyor.

Mevcut imünosüpresan (bağışıklık baskılayıcı) ilaçlar (immunosuppressant drugs) , hastanın nakli reddetmesini tüm bağışıklık sistemini baskılayarak durdurmayı hedefliyor ve doğal olarak kansere varana kadar çok ciddi yan etkilere sebep olabiliyor. Ancak kök hücre terapisi, ( immünosüpresan ilaçlarla kombine halde uygulandığından) hastanın nakledilen parçayı kabul etmesini ve bu sırada sağlıklı bir şekilde zarar gören dokuyu onarabilmesini sağlayabiliyor; ki üstelik çok daha az yan etki ile bunu başarıyor.

Henüz IL-17 destekli kök hücrelerin kullanılabilirliğinin anlaşılması için klinik araştırmalar süreci gerekmekle birlikte, uygulama daha potent kök hücreler yaratma üzerine kurulduğundan, daha etkili ve IL-17 uygulanmamış kök hücrelere oranla daha verimli olacak gibi görünüyor.

 

*Mezenkimal kök hücreler : Yağ, kıkırdak, kemik ve kas doku hücrelerine dönüşebilen yine bu dokuların kendilerine özgü olarak bünyelerinde bulunan kök hücrelerdir.