Post Author Avatar
Yusuf Cem Durakcan
Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen/Yazar
Yalnızca bundan 10,500 yıl önce Çin'de, antik insan türleri ile yan yana yaşamış olabiliriz. Halen tartışmalı bir konumda bulunan kemik keşiflerinden yola çıkılarak yapılan önermelere göre; bu antik insanımsılar ile bizim türümüz çiftleşmiş ve hatta bizim türümüz bu insanımsıları yiyerek beslenmiş olabilir.

Bazı bilim insanları bulguların insan olmanın ne demek olduğu ile ilgili anlayışımızı tamamen değiştirebileceğini düşünüyorlar. Araştırmaya dahil olmayan bilim insanı University of Oxford'dan Michael Petraglia'nın belirttiği gibi: ''Eğer doğru ise, bu çok muazzam bir şey ve bu bulgular gerçekten global bir öneme sahip.''

Önermelerde, türümüzün antik insan türleri ile çiftleştiği ve melez kemikleri alet olarak kullandığı iddia ediliyor.

yeni-insan-turu-tarihi-yeniden-yazabilir-2-bilimfilicom Bu kafatası en genç insan melezine ait olabilir mi?


Araştırmadaki en ilginç bulgulardan birisine Çin'in güneybatısındaki Muladong mağarasında rastlandı. Bu mağarada bulunan ve insanımsı bir türe ait olan kalça kemiğinin; ateşte yakıldığına, yiyecek pişirmede kullanıldığına ve bu kemiğin çıkartıldığı insanımsı türün, kasaplık hayvanlar gibi doğrandığına dair deliller mevcut. Ayrıca bu kemik, kemik iliğine ulaşılaşacak şekilde kırılmış. Alışılmadık şekilde bu kemik, defin törenlerinde kullanılan ve toprak boyası olarak adlandırılan kırmızı kil ile boyanmış. (PLoS One, doi.org/97c)

Araştırma takımındaki bilim insanları, kemiğin kime ait olduğunu belirlemeye çalıştıklarında da ilginç şeylerle karşılaştılar. University of New South Wales'den Darren Curnoe'nin belirttiğine göre: '' Çalışmalarımız açık bir şekilde, bu kalça kemiğinin antik insan türleri ile benzerlik taşıdığını gösteriyor.'' Bunun yanı sıra, bu kemik yaklaşık olarak 14,000 yıllık. Bu durum, bu kemiğe sahip türün, soyu en yakın zamanda tükenmiş insan türü olduğunu gösteriyor.

Bulunan kemiğin gövdesi oldukça dar ve çok ince bir dış katmana sahip. Kemiğin üzerinde ayrıca, kemiğin kasa bağlandığı noktasına denk gelen bir çentik mevcut. Bu çentik, anatomik olarak modern insanlara ait olmayacak kadar büyük. Curnoe ye göre: ''Bu özellikler, bu türün daha farklı bir şekilde yürüdüğünü gösteriyor.'' Kemiğin boyutlarına da bakılınca, Curnoe'nin tahminlerine göre, 50 kg ağırlığında yetişkin bir bireye ait olduğu anlaşılıyor. Bu boyut, diğer bilinen Buz Devri insanlarına göre oldukça küçük.

''Bütün bu deliller bir araya getirildiğinde, bu kalça kemiği açık bir şekilde Homo'nun ilk üyelerini andırıyor.'' Homo'nun ilk üyelerine en eski insan türleri olan ve yaklaşık 2 milyon yıl önce yaşamış Homo habilis ve Homo erectus dahil.

Petraglia'ya göre; eğer bu doğrulanırsa, insan evrimi anlayışımız değişebilir.

The Asian melting pot Bones found in two caves in China suggest our ancestors lived alongside an archaic species of human just 10,500 years ago Asya'daki ırkların kaynaştığı nokta. Kırmızı ile işaretli iki mağarada bulunmuş kemiklerden dolayı, 10,500 yıl öncesinde atalarımız ile antik türlerin beraber yaşadığı öne sürülüyor.


Yaklaşık 18,000 yıl önce Endonezya'ya ait bir adaya hapsoldukları düşünülen ve ''Hobbit'' olarak bilinen Homo floresiensis'in yanı sıra en yakın tarihlerde yaşamış antik insan türlerleri yaklaşık 40,000 yıl önce topraklarına gelmemizle soylarının tükenmesine neden olduğumuz Denisovanlar ve Neandertaller.

Curnoe'ye göre; bulgular bildiklerimizden çok farklı şeyler sunuyor. Çin'de ilk tarım kültürü yeşermeye başladığında, ilkel görünüşlü insanlar ile modern görünüşlü insanlar aynı toprakları paylaşmış olabilir. Bu görüşlerin doğru olmadığını savunan, Washington University'den Erik Trinkaus'a göre ise; bu kemiğin farklı olmasının sebebi, bir popülasyon içerisindeki doğal varyasyonların bir sonucu olabilir. Yani bu kemik, yeni bir türe ait olmayabilir.

University of California'dan Henry McHenry'nin ise kafası biraz daha karışık. McHenry'e göre; antik insanlar ile oldukça benzer özelliklere sahip gibi görünmesinin yanında, kalça kemiği oldukça tuhaf. Destekleyici kanıtlar Longlin mağarasından geliyor. Bu mağara ,neredeyse eksiksiz bir kafatasının da bulunduğu, insan kemiklerinin ortaya çıkartıldığı yerden yaklaşık olarak birkaç yüz kilometre kuzeyde -bu kemiklerin bazıları 1979 yılında bulunmuştu-. Çin'deki Yunnan Institute of Cultural Relics and Archaeology'den Curnoe ve Ji Xueping bulunan kemikleri yeniden analiz edip ve daha fazla kemiği de ortaya çıkartıp, 2012 yılında çalışmalarının detaylarını açıklamışlardı.

Curnoe ve Ji Xueping'in yaptıkları analizlere göre, bu kemikler bizim türümüz ile çiftleşmiş daha antik bir türe aitti. Araştırmacılar bu melezin tarihini başlangıç olarak 10,500 yıl öncesi olarak belirlemişlerdi. Ayrıca bulunan kemiklerden birisi de kesilmişti ve üst kısmında delikler vardı. Önermelere göre bu kemik, bir zamanlar, sıvı taşımak ve tüketmek için bir kap olarak kullanılmıştı.

Curnoe ve çalışma arkadaşlarına göre, bütün bunlar, Homo sapiens'in antik bir insan türü ile çiftleştiğini, muhtemelen bu türü yediğini ve çiftleşmeden doğan melez yavruların kemiklerini de alet olarak kullandıklarını gösteriyor. Petraglia'ya göre bu önermelerin desteklenebilmesi için DNA kanıtlarına ihtiyaç var.

Curnoe de bu görüşe katılıyor. ''Nihayetinde DNA kanıtlarını da elde etmek istiyoruz. Fakat henüz bunu başaracak şansımız olmadı.'' Kemiklerin çoğunda yakmanın ve tropik iklimin etkisi sebebiyle, DNA'ları bozulması mevcut. Curnoe yine de umutlu teknolojinin ilerlediğini ve daha fazla kanıt elde etmek için çalışmaya devam edeceklerini belirtiyor.




Kaynak: NewScientist | 2 Ocak 2016




 
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir